Примери за използване на Kurak на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kurak Vadiler.
Uzun yürüyüşleri, kurak iklimleri ve tükürmeyi seviyordu.
Kurak ve çorak dönemde hayatta kalmayı başaran hayvanlar, bunun ödülünü alır.
Kurak bölge.
Yılının yazı kurak ve sıcaktı.
Kurak mevsim devam ediyor.
Kurak- jane harper.
Kurak yüzünden farelerle yılanlar su tanklarına giriyor.
Çöl ve kurak yer mesrur olacak;
Kurak ruh.
Burası hep güneşli ve kurak.
Bu yüzden Reinhard Genzel, dünyanın en yüksek ve en kurak yerine yöneldi--.
Ama bazen çok sıcak ve kurak olabiliyor.
Burasıysa sıcak ve kurak.
Kısa süre sonra yağmurlar kesildi ve kurak mevsim geldi.
Atalarım bu kurak asteroide yaklaşık 300 dönem önce tohum ekmişlerdi.
En küçük kurak adadan devasa bariyer resifine kadar.
Kurak hakkında haklı olabileceğinin farkındaydım.
Sıcak ve kurak.
İklim: Kuzey kıyısında ılıman, güneyde kurak.