Примери за използване на Mekân на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Zaman ve mekân âdeta ortadan kaybolmuştır.
Bilgin olsun, bu mekân için bu mahalleye gelmeye değmezmiş.
Sonra bu mekân Keira Knightleynin buzdolabı kadar boş olacak.
Ayna ve Mekân”.
Kasıma kadar uygun mekân bulamadık.
Zaman ve mekân nedir?
Eğer bu mekân yitip gidiyorsa, ve biz de içinde mahkûm kaldıysak.
Mekân çok güzel.
Bugün Amerikada yaklaşık 38.000 tane önemsemeye değmeyen mekân var.
Orada zaman ve mekân aynı anda hareket ediyor.
İlaçları attığı kıyı cesedin bulunduğu yer ile aynı mekân.
Bu mekân ölü.
Ağlama Duvarı Yahudiler için en kutsal mekân.
Mekân harika görünüyor.
Buradayız cadısızlığa rağmen yargılıyoruz ama burası doğru mekân değil.
Mekân harika gözüküyor.
Ağlama Duvarı, Yahudiler açısından en kutsal mekân.
Mekân burası. Siz burada bekleyin.
Kubbetüs Sahra Müslümanlar için Mekke ve Medineden sonra yeryüzündeki en kutsal üçüncü mekân.
Lanetlenmiş mekân dedi ya.