Примери за използване на Okuduğu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Çocuklara okuduğu kitaptan bir alıntı bu.
Bu sadece ailelerin çocuklarını korkutmak için okuduğu bir şiir işte.
sana günahlarını okuduğu zaman?
Sanırım annesi ona Charlotteun ağı nı okuduğu için.
Proficient User C2 Okuduğu ve duyduğu herşeyi kolaylıkla anlayabilir.
Her şey o salak adamın okuduğu kitap yüzünden oldu.
Jüri her zaman yargıcın aksine okuduğu ve gördüğü habelerden etkilenir.
İmzaladığı belge, okuduğu belge değil.
Filmdeki ana hikâye, bir dedenin hasta torununa okuduğu bir hikâyedir.
Okuduğu ise çok kuşkulu!
Ve çocukken annemin bana okuduğu Noel kitabı.
Takezo kensei efsanevi samuray ustası… babamın bana hikayelerini okuduğu adam.
Fransızca C2 seviyesinde olan kursiyerler, duyduğu ve okuduğu her şeyi zorluk çekmeden anlayabilir.
Evet Tonynin sorunu üniversite okuduğu Baudelaireyi anladığını sanmasıydı.
İtalyanca C2 seviyesinde duyduğu ve okuduğu herşeyi zorluk çekmeden anlayabilir.
Dr. Garrison ın Callie e okuduğu son hikaye neydi?
Bu Şerifin ben çocukken bana okuduğu bir yazının kısmı.
Çocukken babaannemin bana okuduğu bir kitap.
Ancak büyük kitap anlaşmanı gazetede okuduğu zaman Bay Timlinson tekrar ortaya çıktı.
Matematik kitabı okuduğu pek görülmeyen birçok kişiye ulaşabilirim.