Примери за използване на Oturduğum на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Oturduğum yere bir bak.
Oturduğum ve zincirlendiğim için bedenin katılaşabiliyor.
Ben… burada oturduğum için gerçekten mutluyum.
Benim oturduğum West Hills güzel.
Burası satıldığında siz de, benim oturduğum, Şirin Vadi Sitesine gelmelisiniz.
Çünkü oturduğum yerden, Eyalet Savcılığının
Ama hareketsiz oturduğum müddetçe ve kafamı ya
Seni seviyorum, Beth Cooper. Yedinci sınıfta Bn. Rosanın matematik dersinde arkana oturduğum ilk günden beri.
Her neyse, burada oturduğum sürede insanlığa olan inancımı yitiriyorum… Birçok ay önce konuştuğumuz şu randevuya gidebilecek miyiz acaba?
Burada oturduğum pek çok zaman boyunca sadece bir kaç günlükken seni son kucakladığım zamanı düşündüm.
Dışarıda oturduğum bir saat içinde içeriye üç kadın girdi
Oturduğum yerden baktığımda bu odada tek bir çirkin insan görüyorum ve kesinlikle o sen değilsin Theo.
Bu konuşmayı yazmak için oturduğum zaman yaptığım şeyle sizin şu an hissettikleriniz arasındaki benzerlikler gözüme çarptı.
Yıldır oturduğum daireden taşınmayı düşünürken onu ne kadar özleyeceğimi fark ettim.
Orada bağlı oturduğum tüm zaman boyunca, yaşayıp yaşamayacağımdan emin değildim,
Demek istediğim, elbette benim mum ışığında şarap içerek yabancı bir adamla oturduğum fikrini pek hoş karşılamazdı tabi
Koltuğumda oturmuş başkanın konuşmasını izliyordum
Gel, otur şuraya. Sana yiyecek bir şeyler hazırlayacağım.
Oturduğu yeri biliyorum.
Otur ve konuşma demiştim sana.