SÖYLENTISI - превод на Български

слух
söylenti
dedikodu
kulakları
işitme
duyma
слухът
söylenti
dedikodu
kulakları
işitme
duyma
слухове
söylenti
dedikodu
kulakları
işitme
duyma

Примери за използване на Söylentisi на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Çocuklar burada kesik ağızlı kadın söylentisi yüzünden korkmuş durumdalar.
Децата тук са ужасени от слуха за жената с нарязаната уста.
Ancak bu, günün en büyük söylentisi değildi.
Оказа се обаче, че не това е най-голямата новина за деня.
Fakat senin gelişini duyulunca bir anda senin İngiltereden benim için yollanan gelin olduğun söylentisi yayıldı.
Но съм чувал за пристигането си и веднага бе разпространи слух, че сте ми булка, Изпратено от Англия.
Daha sonra, kalıntılara sahip olan kişinin Kung Fuda ustalaşabileceği ve savaş sanatlarına hükmedebileceği söylentisi ortaya çıktı.
Разнесъл се слух, че който притежава мощите му може да властва над света на бойните изкуства.
Kraliçe Enid ölmüştü ama onun bir çocuk sahibi olduğu söylentisi Kral Aellayı hala rahatsız ediyordu.
Кралица Енид умря… но слухът, че е родила син продължаваше да тормози крал Аелла.
Çoğumuzun bir efsane olduğuna inandığı, 30 yıldan fazla bir süredir bilinen çok gizli bir teşkilat söylentisi var.
Имаше слух за тях през последните 30 години… толкова секретна организация, че повечето от нас мислеха, че е мит.
Ve siz, sırf kasabanın etrafında dolaşan başsız… bir süvari söylentisi duydunuz diye, tüm bu olanları şaka mı sandınız?
И мисля, просто защото си чул слух за конник без глава бягайки из града, Всичко е голяма лъжа?
Hâlâ geri dönme söylentisi var, onlara Wraithlerin Athosyayı direnişimize karşı intikam almak için kavurduğunu söylemiş olsam bile.
Все още има приказки за връщане, дори след като им казах, че Призраците са изгорили Атос, като отмъщение за нашата съпротива.
Ancak, suçlu, parmaklıkların ardında olsa bile, Moralonun planının çoktan işlemeye başladığı söylentisi, Coruscantın yeraltı dünyasında dolaşıyor.
Но въпреки че е зад решетките, из Корусант се носят слухове, че планът на Морало вече е в ход.
Yönetmenin kara mizah tarzındaki Fünye adlı filminde, küçük bir Boşnak kasabasında eski ABD Başkanı Bill Clintonun kasabaya geleceği söylentisi üzerine girişilen hazırlıklar konu ediliyor.
Филмът му" Бушон" е черна комедия за малък босненски град, обхванат от слухове за предстояща визита на бившия американски президент Бил Клинтън.
Levendis, hükümetin bu söylentilerin doğru olup olmadığı konusunda açıklama yapmasını istedi.
Наскоро тялото на Кангранде е ексхумирано, за да се изясни дали тези слухове са истина.
Bütün söylentileri bilirdi.
Той знаеше всеки един слух.
Söylentilerin yayılması üstüne.
За разпространяването на слухове.
Söylenti olsaydı, daha güvenilir olurdu. Ama arkasını araştırdım.
Дори и слух щеше да е по-надежден от това, но поразпитах.
Söylenti, Savunma Bakanı Maddoxla ilgili.
Слухът е свързан с министъра на отбраната Мадокс.
Söylentilerden ve rastgele istihbarattan başka geriye hiçbir şey kalmamıştı. Çoğu da yakalanmış olan V.C.
Нищо освен слухове и случайно разузнаване, предимно от заловени виетконгци.
Demek söylentiden ibaretmiş.
Че е само слух.
Söylentiler bu tepelere ve vadilere,
Слухът ще обиколи тези хълмове
Gemilerin varlığı ve söylentilerle ilgili açıkça konuşulması gerekiyor.
Присъствието на флотата и безкрайните слухове трябва да се разяснят.
Şimdilik sadece söylenti, ama eninde sonunda onu etkileyecek.
Засега е само слух, но в един момент това ще му окаже влияние.
Резултати: 41, Време: 0.0563

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български