Примери за използване на Senin на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Senin için çok iyi tabii o adamla yatmak zorunda sen kalmayacaksın.
Senin salatan. Sana da sebzeli tofu burger.
Hayatım senin, nefesim senin…''.
Gördün mü bak? O senin dostun gibi. Dostun o senin.
Ona oy vermemen hem senin hem de bizim için tehlikeli olur.
Senin bir hayatın olmaması mı
Çünkü Stefan senin ruh eşin.
Dinle, biliyorum bu senin ilk günün
Senin bildiğini, bütün ailenin bildiğini.
Şimdi senin düşmanın ve onu öldüreceksin.
Şu senin Bayan Hammond nasıl?
Endişelenme, anne. Senin açından hiçbir şey değişmeyecek.
Charles, senin sevgilin diye eşekarısı gibi peşinde koşuyor.
Julianın görüp senin çizdiğin garip araç… Evet?
Şimdi senin sıran seni yedikten sonra lanetim düzelecek.
O senin ölmeni istemedi,
Senin kamyonla gelip ahırı basacağını ve ateş etmeye geldiğini anlamıştım.
Senin hikayen Bo.
Harvey, o senin kızın ve sen de onun babasısın.
Senin ailene göl evi hakkında yalan söyleme nedenin de bu değil mi?