Примери за използване на Sevimsiz на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Greenberg sevimsiz ha?
Грийнбърг е мръсник, а?Sevimsiz işler. Sana hangisi düşmüş?
Bugün hava çok sevimsiz.
Времето днес е неприятно.Yaşlı ve sevimsiz.
Hadi. Lanet olası sevimsiz.
Хайде, проклет фагот.Ve babası sevimsiz biri.
А баща му е богаташ.bende sana ne kadar sevimsiz olabileceğimi göstereyim.
Ne diyorum duymuyorsun musun, sevimsiz şey?
Önce kötü bir rüya ya da sevimsiz bir şaka gibi geldi.
Bu seferlik, oraların havası bankacı sırıtışı kadar sevimsiz değil.
Поне веднъж да не е толко сива като усмивката на бакера там отвън.Burada mı o sevimsiz kocan?
Оня нещастник, съпруга ти, тук ли е?Kasap hâlâ sevimsiz!
Касапина все още е отвратителен!Aslında komik olurdu eğer bu kadar sevimsiz olmasaydı.
Щеше да бъде смешно ако не беше така, само че… Yakışıklı ama çok sevimsiz.
Изглежда добре, но е като влечуго.Bu gezegen sıcak, kuru ve sevimsiz olabilir. Fakat en azından bizi öldürmeye çalışan bir şey yok.
Pazar günü yaptığı açıklamada, bu'' sevimsiz sürpriz'' hakkında Bulgaristandan açıklama isteyeceğini söyledi.
външен министър Сергей Лавров заяви в неделя, че той ще поиска от България обяснение за тази"неприятна изненада".Sabırsız birinden sevimsiz birinden pireyi deve yapanlardan
dar görüşlü ve sevimsiz oluyorsun sen bu değilsin.
превръща те в егоистка, ограничена и неприятна, а ти не си такава.Bazen cidden sevimsiz olabiliyor ama sonra çok tatlı oluyor,
И понякога той може да бъде наистина противен, но след това става наитина сладъкBenim terapistim de sadece sevimsiz erkeklere yanaşmamı söyledi
Моя терапевт ми каза само да се доближавам до непривлекателни мъже, защото казах,
