YAŞARKEN - превод на Български

живее
yaşıyor
yaşar
oturuyor
yaşayan
oturduğunu
evi
жив
canlı
yaşayan
sağ
diri
diri diri
hayatta
yaşıyor
приживе
hayattayken
yaşarken
ölmeden önce
в живота
hayatta
yaşamda
ömründe
живеят
yaşıyor
yaşayan
yaşar
ömrü
живеейки
yaşamak
yaşayarak
yaşayan
yaşayıp
живеех
yaşıyordum
yaşardım
oturdum
hayat
живи
canlı
yaşayan
sağ
diri
diri diri
hayatta
yaşıyor

Примери за използване на Yaşarken на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Ben New Yorkta yaşarken trafik bu kadar beter değildi.
Трафикът никога не е бил такъв, когато аз живеех в Ню Йорк.
Onlar, yaşarken babamın askeriydiler ölüyken de babama ait hayaletler.
Живи, те бяха войниците на баща ми… Мъртви, те са призраците на баща ми.
Yunanistanda yaklaşık 130 bin Türk yaşarken, Türkiye de binlerce Yunanı barındırıyor.
Близо 130 000 турци живеят в Гърция, а Турция е дом на хиляди гърци.
Ailesiyle yaşarken bile internette arkadaşlık sitelerine takılıyormuş.
Дори живеейки при родителите си, търсеше сродна душа в интернет.
Yaşarken aşık olduğun kadın ölünce sana ihanet etti.
Жената, която обичаше приживе, те предаде в смъртта.
Altın kaplama yatlar, Marbellada saraylar halkları halen orta çağda yaşarken hem de.
Позлатени яхти и палати в Марбея, а народа им живее в Средните векове.
Muhteşem bir macera yaşarken bir yandan da insanlara yardım ettim.
Помагах на хората, и живеех в невероятно приключение.
Başkalarını benim yaşamam gereken hayatı yaşarken görmekten sıkıldım. Zaman akıp gidiyor.
Писна ми да гледам как другите живеят живота, който заслужавам, а моят си отминава.
Dedi ki'' Onları yaşarken gör, her şey gözünün önünde''.
Виж ги живи, каза той. Пред теб са.
Bu kayıp dünyada yaşarken bunun biyolojimizden daha fazlası olduğuna inanmaya başladım.
Живеейки в този изгубен свят, мисля че е повече от физиология.
Yaşarken denizler onun krallığıydı.
Морето беше царството му приживе.
İkinci kez döndüğümde kızımı arkadaşlarıyla yaşarken gördüm.
Върнах се втория път… дъщеря ми живее със приятели.
Yalnız yaşarken geceler hiç bitmeyecekmiş gibi gelirdi.
Живеех сам и нощите ми се струваха дълги.
Güçlü olan yaşarken zayıf olan ölür.
Силните живеят, слабите умират.
Fakat ortak barınmada yaşarken ilişkilerimizde bir maksadımız var.
Но живеейки в кооперативни жилища, нашите взаимоотношения са съзнателни.
En büyük kayıp biz yaşarken içimizde ölen şeylerdir.
Най-голямата загуба е това, което умира вътре в нас, докато сме живи.
Buenos Airesde yaşarken minicik bir köpeğim vardı.
Аз имах дребно кученце… Като живеех в Буенос Айрес.
Ben sıkıcı Fred olarak yaşarken, onlar esrarengiz lağım hayatlarını sürdürüyorlar.
Живеят си при тайнствените отпадъци, докато аз съм прост Фред досадницата.
Akıllı insan bu hayatı yaşarken gelecek hayatını düşünür.
Мъдрият човек, живеейки този живот, мисли за бъдещия.
Kendi dünyamda yaşarken Hiç aklıma gelmezdi.
Живеех в своя свят и не разбирах.
Резултати: 271, Време: 0.0833

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български