ERNSTES PROBLEM - Turkce'ya çeviri

• ciddi bir sorun
• ciddi bir problem
• ciddi bir sorunumuz
• önemli bir sorundur
• ciddi bir sorundur
• ciddi bir problemdir
• ciddi bir sorunum
• ciddi bir sorunun
• ciddi bir soruna
• ciddi bir sıkıntımız var
• ilgili çok ciddi sorunları

Ernstes problem Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Feuchtigkeit ist ein ernstes Problem.
Kirlilik ciddi bir problem.

Herman, wir haben ein ernstes Problem. B. Royce.
Royce. B. Herman, ciddi bir sorunumuz var.

Ich habe ein ernstes Problem, das ich lösen muss, und ich habe nicht viel Zeit.
Çözmem gereken ciddi bir sorunum var ve pek vaktim kalmadı.

Warzen im Gesicht sind ein ernstes Problem, es ist schwierig, sie loszuwerden.
Yüzündeki siğiller ciddi bir problemdir, onlardan kurtulmak zordur.

Er sagte, dies sei ein ernstes Problem.
Bu çok ciddi bir sorundur dedi.

Und ihre Identifizierung ist wahrscheinlich kein ernstes Problem.
Ve kimliğinin ciddi bir sorun olması olası değildir.

Wenn Hautschäden ein ernstes Problem wird, kann der Arzt Ihren Behandlungsplan ändern.
Cilt hasarı ciddi bir problem haline gelirse, doktorunuz tedavi planını değiştirebilir.

Ja. Wir haben ein ernstes Problem in der Schule.
Evet. Okulda ciddi bir sorunumuz var.

Du hast ein ernstes Problem, junger Mann,
Çok ciddi bir sorunun var, genç adam

Ich hab da ein ernstes Problem.
Ciddi bir sorunum var ve ben bunu çözemiyorum.

Haarausfall ist ein ernstes Problem für Millionen von Menschen auf der ganzen Welt.
Saç dökülmesi tüm dünyada milyonlarca insan için ciddi bir sorundur.

Dies ist ein ernstes Problem, das zu vielen schlechten Ergebnissen führt.
Bu ise birçok kötü sonuçlara yol açan ciddi bir problemdir.

Hyperventilation kann ein ernstes Problem sein.
Hiperventilasyon ciddi bir sorun olabilir.

Dieser Mangel wird bald ein ernstes Problem sein.
Bu kıtlık yakında ciddi bir problem olacak.

Ich habe Stephen auch hergebeten, denn wir haben ein ernstes Problem.
Stephenın bize katılmasını istedim çünkü çok ciddi bir sorunumuz var.

Sie haben ein ernstes Problem, ernster, als Sie es darstellten.
Çok ciddi bir sorunun var, sorunun bana anlattığından daha ciddi..

Yeah, Mann. Ich habe ein ernstes Problem.
Ciddi bir sorunum var. -Evet, ahbap.

Food Addiction- ein ernstes Problem mit einer einfachen Lösung.
Gıda Bağımlılığı- Ciddi Bir Soruna Basitçe Çözüm Bulma Yolu.

Schmutzige, unansehnliche und unhygienische Decken finden sich überall, und das ist ein ernstes Problem.
Kirli, çirkin ve sağlıksız tavanlar her yerde ve bu ciddi bir sorundur.

Gepanschter Alkohol ist im Land ein ernstes Problem.
Alkol bağımlılığı ülkede ciddi bir problemdir.