Nicht der einzige Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Da ist er nicht der Einzige.
Bunu deneyen tek kişi değil.Denn ich bin nicht der Einzige hier.
Bu doğru, burada yalnız değilim.Ich bin nicht der Einzige, der das denkt.
Bunu düşünen tek kişi değilim.War nicht der Einzige mit Ehrgeiz.
Hırslı olan tek kişi değildi.Da bist du vermutlich nicht der Einzige.
Sen muhtemelen tek değilsin.Sie sind nicht der Einzige hier in Begleitung von….
Yani evet, burada… hayaletlerle mahsur kalan tek kişi değilsin.Und zwar nicht der einzige.
Ve tek değildi.Und unser Planet ist nachweislich nicht der einzige im Weltraum.
Bildiğiniz gibi gezegeniniz uzayda tek değildir.Du zielst zu hoch und Jenek ist nicht der Einzige mit Zugang.
Çok yükseği hedefliyorsun ve Jenek erişim sahibi olan tek kişi değil.Und ich bin nicht der Einzige.
Ve ben yalnız değilim.Ich bin nicht der Einzige, den das FBI interessieren würde.
Ben FBInın ilgi duyacağı tek kişi değilim.Du bist nicht der Einzige mit'nem teuren Auto.
Burada güzel arabası olan zengin tek değilsin.Earl war nicht der Einzige, der es nie finden würde.
Earl, onları hayatı boyunca… bulamayacak tek kişi değildi.Sie sind doch nicht der Einzige, der schon gelöscht wurde.
Sen zaten gitmiş olan tek kişi değilsin.Er ist Teil dieser Untersuchung, aber nicht der Einzige.
Kendisi bu soruşturmanın bir parçası ama soruşturmada yer alan tek kişi değil.Ich bin nicht der Einzige, der glaubt, dass sie die echten Opfer dieser Mordserie sind.
Bu cümbüşün gerçek kurbanlarının onlar olduğunu düşünen tek kişi değilim.Und Turk war nicht der Einzige.
Ve görünüşe g Turk tek değildi.Da sind Sie nicht der Einzige hier, Mister!
( Arkasından uzağa) Burada sen tek değilsin bayım!Aber du… bist nicht der Einzige, der verschwinden muss.
Ama sen yok olması gereken tek kişi değilsin.
