Sie hoffen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ich weiß nicht, worauf Sie hoffen.
Açıkçası ne umduğunuzu kestiremiyorum.Viele Kubaner haben mir direkt gesagt, dass sie hoffen, der Papst werde die Botschaft vom Wandel bringen.
In dem General Changarnier konnten sie hoffen ihren Monk zu finden.
General Changarniernin kişiliğinde, kendi Monklarını bulacaklarını umabiliyorlardı.NB: Was ist der Trend, von dem Sie hoffen, dass wir ihn 2018 endlich verlassen werden?
NB: 2018de nihayet geride bırakacağımızı umduğun eğilim nedir?Sie hoffen also letztlich auf einen Deal mit Washington.
Sie hoffen, ihn bald zu finden.
Yakında onu bulmayı umuyorlar.Sie hoffen, ich bin blöd genug.
Umuyorsun ki bunu kabul edecek kadar budala olayım.Sie hoffen, dass ich etwas finde, was das ändert.
Benim, bunu değiştirecek bir şey bulacağımı umuyorlar.Sie hoffen. Sie wollen, dass es Wilson ist.
Olmasını istiyorsun. Umuyorsun. Wilson hastalığı.Sie hoffen, dass du sie rettest.
Senin onları kurtarabileceğini umuyorlar.Sie hoffen?
Umuyor musunuz?Ich weiß. Sie hoffen, ich kann das hier
Umuyorsun. Biliyorum.Montana verfügbar, aber sie hoffen, das bald zu ändern.
ancak yakında bunu değiştirmeyi umuyorlar.Ich weiß, Sie hoffen, dass ich das Richtige mache.
Sie hoffen. Sie wollen, dass es Wilson ist.
Umuyorsun. Wilson hastalığı olmasını istiyorsun.Die Pariser sind immer in Schwierigkeiten, sie hoffen, dass ihnen ein Superheld hilft.
Parisliler her zaman başı belada, bir süper kahraman tarafından kendilerine yardım edileceklerini umuyorlar.Sie hoffen es?
Umarım mı?Aber Sie hoffen, dass er nicht hinsieht.
Ama görmemiş olmasını umuyorsun.Sie hoffen, sich durch ein einzigartiges und verlockendes Angebot von der Masse abzuheben Willkommensangebot.
Eşsiz ve cazip bir şeyler sunarak kalabalıktan sıyrılmayı umuyorlar hoşgeldin teklifi.Sie hoffen und widersetzen sich!
