CREATING SOMETHING - Turkce'ya çeviri

[kriː'eitiŋ 'sʌmθiŋ]
[kriː'eitiŋ 'sʌmθiŋ]
bir şey yaratmaktır
to create something
to make something
bir şey oluşturmanın
bir şey yaratılması
birşeyler yaratmaktan
bir şeyi beraber yarattığımızı

Creating something Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And I am thinking of creating something for Count Verhamont that will cause a veritable sensation.
Ayrıca, Kont Verhamont için tam anlamıyla sansasyon yaratacak… bir şey yaratmak istiyorum.
When you are really involved in this completely engaging process of creating something new, as this man is,
Yeni bir şey yaratma gibi tamamen meşgul edici sürece bu adamın yaptığı gibi kendinizi adadığınızda, bedeninin nasıl hissettiğini ya
I was a relatively young man who had… created something to change Starfleet.
O zamanlar Yıldız Filosunu değiştirecek bir şey yaratmış… nispeten daha genç bir adamdım.
Just create something new and there it is.
Tek yapman gereken yeni bir şey yaratmak, gerisi boş.
It cannot create something from nothing.
Hiçlikten herhangi bir şey yaratmaya müktedir olamaz.
Are you sure you don't wanna… create something?
Birşeyler yaratmak istemediğine… emin misin?
I created something good.
Ben iyi bir şey yarattım.
Just create something new and there it is.
Yeni bir şeyler yaratmak.
I have been thinking, we should… create something together.
Birlikte bir şeyler yaratmalıyız. Düşünüyordum da.
Created something?
Bir şey yaratmak?
Created something? Ha!
Bir şey yaratmak?! Ha!
Ha! Created something?
Bir şey yaratmak?! Ha!
Create something of lasting value.
Bir şey yaratmak. Kalıcı değeri olan.
Jill, are you sure she hasn't… created something that isn't there?
Jill. Onun var olmayan bir şey yaratmadığından emin misin?
Angus really created something wonderful for your husband's new office.
Angus, kocanızın ofisi için gerçekten harika bir şey yaratmış.
I wanted to build something right then, create something.
O an bir şeyler inşa etmek, bir şeyler yaratmak istedim.
So we have created something called the collective brain.
Böylece ortak beyin diye bir şey yaratmış olduk.
you have to create something that's unique and valuable.
eşsiz ve değerli bir şey yaratmak zorundasınız.
New World created something new.
Yeni Dünya yeni bir şey yarattı.
You must transcend the loss, the pain and create something new.
Bu kaybı, acıyı aşmalı ve yeni bir şeyler yaratmalısın.
Sonuçlar: 40, Zaman: 0.0482

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce