BY CREATING - Turkce'ya çeviri

• yaratarak
• oluşturarak
• yarattıkça

By creating Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

The Kosovo side rejects this approach, seeing it as an attempt to partition the province by creating ethnic enclaves.
Kosova tarafı, etnik enklavlar oluşturmak suretiyle eyaleti bölme amaçlı bir girişim olarak gördüğü bu yaklaşıma karşı çıkıyor.

By creating equations that describe how things work today, the cosmologists could then change their formulas to see how the universe behaved in the past.
Bu gün, eşyanın nasıl işlediğini açıklayan denklemler yarattıkları için kozmologlar sonra formüllerini değiştirebilme imkanıyla geçmişte evrenin nasıl davrandığını görebilirler.

So by creating an immunity.
Böylece bağışıklık oluşturarak.

By creating our own cartel.
Kendi kartelimizi yaratarak.

Collapsing time by creating paradoxes.
Paradokslar yaratarak zamanı yok ediyorlar.

What, by creating a utopia?
Ne, bir ütopya oluşturarak mı?

He did it by creating a movement.
Bir hareket yaratarak yaptı.

Your second gift. By creating this.
Ama sonra ikinci hediyeni, yani bunu yaratarak… seni affedebileceğimi fark ettim.

I would begin by creating a telepathic link.
Telepatik bir bağ oluşturarak başlayacağım.

How?- By creating another particle accelerator explosion.
Nasıl? Başka bir parçacık hızlandırıcısı patlaması yaratarak.

They escape by creating institutions for collective action.
Ve bu durumdan kolektif eylem için kurumlar oluşturarak kurtulabilirler.

By creating those enormous walls, humanity was protected.
Bu muazzam duvarları yaratarak, insanlık korundu.

How?- By creating another particle accelerator explosion?
Başka bir parçacık hızlandırıcısı patlaması yaratarak. Nasıl?

Let's start by creating a Facebook page.
Öncelikle bir Facebook sayfası yaratalım.

I learned that solving one problem by creating another.
Bir sorunu çözerken başka birini yaratmanın insanı hiçbir yere.

So did We tire by creating the first time?
İlk yaratılıştan yorulduk mu ki?

Are you solving one problem by creating another?
Bir sorun yaratarak başka bir sorunu mu çözüyorsun?

Fooling the sensor by creating a false positive.
Sahte pozitif sinyaller yayarak sensörleri yanıltır.

She changed her reality by creating an imaginary spirit?
Hayalî bir ruh yaratarak mı değiştirmiş gerçekliğini?

By creating a culture of fear within my company?
Şirketimde korku yaratarak mı?