IT WON'T KILL - Turkce'ya çeviri

[it wəʊnt kil]
[it wəʊnt kil]
öldürmez
to kill
murder
öldüremeyebilir
to die
death
dead
killed
öldürmeyecek
to kill
murder
öldürmez ama ne olduklarına bağlı olarak rüyalarınız sizi öldürebilir

It won't kill Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Surrender, I mean, so it won't kill us.
Teslim olamaz mıyız? Bizi öldürmesin diye.
It won't kill you.
Seni öldürecek değil ya.
It won't kill you to go two days without coffee.
Kahve yok.- İki gün kahve içmezsen ölmezsin.
Little sour, but it won't kill ya.
Biraz ekşimiş ama kimseyi öldürmez.
Try them on, it won't kill you.
Onları deniyorum, seni öldürmek değildir.
It won't kill you instantly, but in a day and a night, when it starts to work, nothing can stop it..
Seni hemen öldürmez, ama bir kaç gün içinde… yayılmaya başlayınca engellenemez.
Well, it won't kill demons by then, but i can promise you it will kill you.
Şey, o zamana kadar şeytan öldüremeyebilir ama seni öldürebileceğine söz veririm.
But depending on what they are, your dreams just might. i mean, it won't kill you.
Yani sizi öldürmez ama ne olduklarına bağlı olarak… rüyalarınız sizi öldürebilir.
Your dreams just might. i mean, it won't kill you, but depending on what they are.
Yani sizi öldürmez ama ne olduklarına bağlı olarak… rüyalarınız sizi öldürebilir.
Now, it won't kill her, but it might slow her down.-Hydrochloric acid.
Şimdi, onu öldürmez ama biraz yavaşlatabilir.- Hidroklorik asit.
it may tear the hell out of a pressure chamber, but it won't kill because David Banner won't kill..
basınç hücresini cehenneme çevirmiş olabilir, ama öldürmeyecek, çünkü David Banner öldürmez..
I have my council meeting at six but um, you know, it won't kill me to be a few minutes late.
Saat 18:00 de kurul toplantım var, ama… Birkaç dakika geç kalmak beni öldürmez.
You really wanna bet this thing's that smart? It won't kill its future.
Bu şeyin, gerçekten de bu kadar akıllı olduğunu mu sanıyorsun? Geleceğini öldürmez.
what you call my lack of talent, sure it makes me suffer, but it won't kill me!
kendimi yeteneksiz hissetmemin acı verdiğini fakat beni öldürmeyeceğini bilirdin!
It won't kill you.
Ama seni öldürmez.
It won't kill me.
Bu beni öldürmez.
It won't kill you.
Merak etme seni öldürmez.
It won't kill you.
Seni öldürmez, merak etme.
It won't kill you.
Lt sizi öldürmez.
It won't kill her.
Bu onu öldürmeyecek.
Sonuçlar: 7497, Zaman: 0.0519

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce