GITMESI IÇIN - Almanca'ya çeviri

• zu gehen
• verschwindet
• laufen
• fürs Weggehen
• er soll

Gitmesi için Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Mezarlıkta ona gitmesi için yalvardın.
Auf dem Friedhof… haben Sie sie gebeten, wegzugehen.

Buradan gitmesi için onu çalıyordun.
Sie gestohlen, damit sie weggeht.

Bu davanın mahkemeye gitmesi için neden büyük jüriye gerek var?
Warum muss eine Grand Jury entscheiden, ob das vor Gericht geht?

Gitmesi için çığlık attım.
Ich schrie, er solle gehen.

Sizin ona gitmesi için para ödediğinizi söylüyor.
Sie sagt, Sie zahlten dafür, dass sie verschwindet.

Gitmesi için ona ne söyledin?
Aber was zur Hölle hast du ihm gesagt?

Gitmesi için para ödediler.
Er wurde dafür bezahlt, dass er geht.

İkimizin bankaya gitmesi için… bir günü ayarlayacağım, böylece hesaba erişebileceksin.
Ich mache einen Termin, dann gehen wir zur Bank.

Onu temizleyin ve gitmesi için hazır edin!
Und machen Sie ihn zur Abreise fertig!

Ama yeğenini görmeye gitmesi için aradan çok uzun zaman geçmeyecekti.
Allerdings musste er nicht lange warten, bis er seine Braut sehen durfte.

Samin gitmesi için onu çekiçle öldürmekten çok daha fazlasını yapmalısın.
Da braucht es schon mehr, als zu versuchen, Sam mit einem Hammer zu töten, damit er abhaut.

İkincisi, gitmesi için ona rüşvet vermeye çalışmak.
Die zweite ist, zu versuchen, ihn zu bestechen, damit er geht.

Kuru gözler insanların göz doktoruna gitmesi için sık görülen bir sebeptir.
Trockene Augen sind ein häufiger Grund, den Augenarzt aufzusuchen.

Cennete gitmesi için bu yeter.
Das reicht schon, um ins Paradies zu kommen.

Ericin cenazeye gitmesi için tavsiyede mi bulundun sen?
Hast du empfohlen, dass Eric zur Beerdigung gehen darf?

Gitmesi için ona para verdim.
Ich zahlte für ihr Gehen.

Önemli olmadığını düşündü ama eşi hastaneye gitmesi için ısrar etti.
Er dachte, es wäre nichts, aber seine Frau bestand drauf, dass er ins Krankenhaus geht.

Eskiden ben de babamın gitmesi için dua ederdim.
Ich habe gebetet, mein Dad würde abhauen.

Bekleyip yarınki kongrede her şeyin yolunda gitmesi için dua mı edeceğiz?
Warten und beten, dass morgen alles glatt geht beim Verfassungskonvent?

An2} ama karısı hastaneye gitmesi için ısrar etti.
Aber seine Frau bestand drauf, dass er ins Krankenhaus geht.