ABSTRACTION in Turkish translation

• soyut
• soyutlama

Examples of using Abstraction in English and their translations into Turkish

The abstraction of a multiphysical problem from a complex phenomenon and the description of such a problem are usually not emphasized
Kompleks bir fenomenden gelen çokhenkli bir problemin soyutlanması ve böyle bir problemin tarifi genellikle vurgulanmamakta,

we can predict its delta, following the path of its abstracted self because nature follows abstraction.
çıkarak delta değerini tahmin edebiliriz. Çünkü doğa soyutlamayı takip eder.

From space, it seems an abstraction… a magician's trick on a darkened stage.
Uzaydan, bir soyutlanma gibi görünebilir bir sihirbazın karanlık bir sahnedeki el çabukluğu gibi.

Or is it just an abstraction, something we humans created to keep our civilizations running?
Yoksa sadece medeniyetin düzeni için insanlar tarafından yaratılan soyut bir kavram mı?

WEI(water exploitation index) divides the total water abstraction by the long-term annual average resource.
WEI( su harcama endeksi), elde edilen toplam su miktarının uzun vadeli yıllık ortalama kaynak miktarına bölünmesiyle hesaplanır.

Abstraction in mathematics is the process of extracting the underlying essence of a mathematical concept,
Matematikte soyutlama, matematiksel bir kavramın, başlangıçta ilişkili olabileceği herhangi bir

It's because you're all doing a cross-model synesthetic abstraction, meaning you're saying that that sharp inflection-- ki-ki, in your auditory cortex, the hair cells being excited-- Kiki, mimics the visual inflection, sudden inflection of that jagged shape.
Çünkü hepiniz çapraz modelle sinestetik soyutlama yapıyorsunuz yani, beyninizin ses bölgesindeki keskin ton değişimi, Ki-ki,( tüysü hücreler etkilendi), Ki-ki köşeli şekildeki görsel keskinliği taklit ediyor.

The resource abstraction layer enables administrators to describe the configuration in high-level terms,
Kaynak soyutlaştırma katmanı yöneticilerin yüksek seviye açısından( örneğin kullanıcılar,

art movement related to op art, minimalism and geometric abstraction originating in Southern California in the 1960s and influenced by John McLaughlin.
John McLaughlin tarafından etkilenilen geometrik soyutlamayla ilişkili olan, gevşek olarak bağlı sanat hareketi anlamına gelir.

upon local water resources: this is primarily because the WEI is based on annual data and cannot, therefore, account for seasonal variations in water availability and abstraction.
öncelikle WEInin yıllık verilere dayalı olmasından, dolayısıyla mevcut su miktarındaki ve harcamadaki mevsime bağlı dalgalanmaları hesaba katmamasından kaynaklanmaktadır.

There are no abstractions, you will notice.
Siz de fark edeceksiniz, hiç soyutlama yok.

Because you only do abstractions.
Çünkü sadece soyut şeyler çiziyorsun.

These things are… not abstractions.
Bu tür şeyler soyut değildir.

Not on some shopworn abstractions about drama that don't hold true today.
Drama hakkındaki eskimiş soyutluklar tiyatroyu istemiyorlar. üzerine kurulu ve bugünün gerçeklerine tutunamayan.

Complex enough, perhaps to deal with… abstractions,… what we would call, ideas.
Belki de, bizlerin fikir dediği kavramlarla başa çıkabilecek kadar kompleks.

Theoretical physics is a branch of physics that employs mathematical models and abstractions of physical objects and systems to rationalize,
Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan,

Smart contracts are high-level programming abstractions that are compiled down to EVM bytecode and deployed to the Ethereum blockchain for execution.
Akıllı sözleşmeler, ESM bayt kodlarında derlenen ve Ethereum blok zincirinde çalıştırmak için uygulanan yüksek seviyeli programlama soyutlamalarıdır.

Abstraction. Obsessive abstraction.
Soyutlama. Takıntılı soyutlama.

Obsessive abstraction.
Takıntılı soyutlama.

Abstraction for the sake of abstraction..
Soyutlama uğruna soyutlama..