ACCELERATING in Turkish translation

[ək'seləreitiŋ]
[ək'seləreitiŋ]
hızlanmaya
speeding
faster
to quicken
ivmeleniyor
acceleration
momentum
impetus
hız ile
speed
accelerating
hızlanıyor
speeding
faster
to quicken
hızlandırarak
speeding
faster
to quicken
hızlandırılması
speeding
faster
to quicken

Examples of using Accelerating in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Accelerating enough particles to power this entire craft.
Bu koca gemiye güç verecek miktarda parçacığı hızlandırıyor.
I'm afraid I do. There appears to be an accelerating of your entire metabolism.
Korkarım evet. Tüm metabolizmanda bir hızlanma olduğu çok açık.
And our impact is only accelerating. Industrial civilization has caused irreparable damage.
Endüstriyel medeniyetler onarılamaz hasara neden oldu… ve bizim etkimiz sadece hızlandırmakta.
That together creates a self accelerating structure.
Bu, birlikte kendini hızlandıran bir yapı oluşturur.
Accelerating now.
Hemen Hızlanıyorum.
And accelerating.
Ve hızlandığını.
Accelerating the beam. Stage one, line up.
Etap 1: Hizalama. Işın hızlandırılıyor.
Accelerating the beam.
Işın hızlandırılıyor.
Accelerating the beam. Stage one, line up.
Seviye bir, dizilme. Işın hızlandırılıyor.
Accelerating the beam. Stage one, line up.
Birinci aşama, sıralan. Demeti hızlandırıyoruz.
Object accelerating, sir. 2,000 yards and counting.
Cisim hızlanıyor, efendim. 2.000 yardda ve yaklaşıyor.
Feet and still accelerating, sir.
Feet ve hala hızlanıyor, komutanım.
Speaking of accelerating particles, do something about that sneezing.
Hızlanan parçacıkların hakkında konuşacağına şu hapşırığın için bir şeyler düşün.
The attack cycle's accelerating.
Saldırı döngüsü hızlanıyor.
Accelerating cycle. Maximum speed.
Döngü hızı. Maksimum hız..
This guy's accelerating.
Bu adam hızlanıyor.
The ship could continue accelerating until it tears itself apart.
Gemi hızlanmaya devam eder… kendi kendini parçalayana kadar… bizden kalanları da Çeyreğin yarısına dağıtır.
This guy's accelerating.
Adam hızlanıyor.
And accelerating. Mach 1.
Mak hızı 1. 3 ve artıyor.
Meters per day and accelerating.
Günde 8000 metre ve hızlanıyor.
Results: 174, Time: 0.0732

Top dictionary queries

English - Turkish