ALWAYS HAS in Turkish translation

• her zaman
• daima
• hep vardı
• daima neden bırakmamaları gerektiğini
• hep yaptı

Examples of using Always has in English and their translations into Turkish

Always has been.
Her zaman vardı.

Always has a deer in the freezer.
Buzluğunda hep bir geyik olur.

She always has a smile on.
Niçin Zhuoyuna gitmiyorsun? O her zaman güleryüzlü.

He always has.
Herzaman olur.

Always has.
Her zaman etti.

Always has a smile on his face after a day with you lot.
Sizinle geçirdiği her gün olduğu gibi yine koca bir tebessüm yüzünde.

My comedy always has a message.
Komedi yaptığımda daima mesaj vermişimdir.

Always has.
Hep oldu.

And always has his eye on the goal.
Gözü hep golü arar.

Sheldon always has his pants on.
Sheldon da hep pantolon giyer.

Halloween makes me kinda jumpy, too. Always has.
Cadılar Bayramı beni her zamanki gibi gerdi yine.

Nick's a bulldog-- always has been.
Nick zorlu biridir. Hep öyle oldu.

Always has that radio.
Radyosu hep yanında.

The Wiz always has it covered.
Wiz daima halleder. Sorun yok.

Always has.- He wants you to be senior VP.
Seni Senior VP yapmak istiyor. Her zaman da duymuştur.

He wants you to be senior VP. Always has.
Her zaman da duymuştur. Seni Senior VP yapmak istiyor.

Of bringing things full circle. Destiny always has a way.
Her zaman bir yolu var. Kaderin her şeyi eski haline getirmek için.

Always has. What is it you're pretending not to understand?
Her zamanki gibi. Anlamıyormuş gibi yaptığın şey ne?

Always has.
Her zamanda kolladı.

Always has.
Her zaman yaptı.