AN APPRENTICE in Turkish translation

• bir çırak
• stajyer
• çırağım
• bir öğrenci
• bir çırağı

Examples of using An apprentice in English and their translations into Turkish

An apprentice you have, Qui-Gon.
Var bir çırağın, Qui-Gon.

What about an apprentice?
Peki ya çırak olarak?

An apprentice you have, Qui-Gon.
Senin öğrencin var zaten, QuiGon.

So what's an apprentice do?
Bir stajyer ne yapar?

Like an apprentice?
Öğrenci gibi mi?

Got you an apprentice.
Sana çirak getirdim.

We got an apprentice, sir.
Bir çırağımız var, efendim.

He's to be an apprentice?
Çırak mı olacak?

If I ever need an apprentice, I will hit you up.
Çırağa ihtiyacım olursa haber veririm.

You're an apprentice no more. You serve no master but yourself.
Artık çırak değilsin. Görevini bir ustaya değil kendine yapacaksın.

Francs. I was an apprentice in a dressmaking shop.
Bir terzi dükkanında çıraklık yapıyordum. İki frank.

I was an apprentice in a dressmaking shop. 2 francs.
Bir terzi dükkanında çıraklık yapıyordum. İki frank.

Lower your voice. You promised Arnau would have an apprentice contract.
Arnauyu çırak almaya söz vermiştin. Alçalt sesini.

I had an apprentice position with the district sub-nagus. When I was no older than you.
Bir nagusun altında çırak konumundaydım. Dinle evlat, senin yaşlarındayken.

No, no, no. Oh, you have an apprentice?
Hayır. Çırağın mı var?

You have an apprentice? No, no, no?
Hayır. Çırağın mı var?

Stifado. An apprentice could do it.
Stifado. Bir acemi de yapabilir.

That is… An apostrophe means an apprentice.
Kesme işareti çaylak demek. O şey.

A medicine shop in Jia Yi, He went to… to be an apprentice.
Çırak oldu. Jia Yide bir eczaneye gitti.

What's the shortest an apprentice has lasted?
Çıraklarınızdan en kısa süreli kalan ne kadar kaldı?