ASSERTIVE in Turkish translation

[ə's3ːtiv]
[ə's3ːtiv]
iddialı
claim
argue
bet
say
argument
assert
suggesting
alleged
allegations
supposedly
kendinden emin
confident
sure of yourself
cocksure
assertive
self-assured
cocky
's unsure of himself
so certain
güvenen
trusted
counting
depend
rely
confident
assertive
was a confidence
kendine güvenen
i̇ddialı
claim
argue
bet
say
argument
assert
suggesting
alleged
allegations
supposedly
iddalı

Examples of using Assertive in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Just an elaborate test to make you more assertive.
Seni biraz daha kendinden emin biri yapmak için özenle hazırlanmış bir testti.
I have just never been assertive enough, you know?
Asla yeterince kendime güvenim olmadı, biliyor musun?
You're calm, assertive and in control.
Sakinsiniz, kendinize güveniyorsunuz ve kontrol elinizde.
I'm not assertive like that.
Kendine güvenen biri değilim.
Be a little more assertive.
Daha güvenli ol.
You're being so assertive right now. It's almost attractive.
Suan çok agresif davraniyorsun, neredeyse cezbedicisin.
And aggressive? What is the difference between assertive.
İddialı olmak ile agresif olmak arasındaki fark nedir?
I have perfected five different, assertive, female voices.
Ben beş farklı, iddiali, kadın sesi çıkartabiliyorum.
Okay, ask me for something And be assertive.
Pekâlâ, şimdi bana bir şey sor ve kendine güvenli ol.
Be confident. Assertive.
Atak ol, kendine güven.
I should be more assertive.
Biraz daha hakkını savunan biri olmalıyım.
Are you always this assertive? Tell me?
Söyle bana… hep böyle güçlü müsündür?
Are you always this assertive? Tell me?
Söyle her zaman böyle iddialı mısın?
Tell me, are you always this assertive?
Söyle bana… hep böyle güçlü müsündür?
Fadil was the more aggressive and assertive of the two twins.
Fadıl, ikizlerin daha agresif ve kendine güveneniydi.
She was outspoken, assertive, athletic, and wore trousers before it was fashionable for women to do so.
Açıksözlü, iddialı, atletikti ve moda olmadan önce pantolon giyerdi.
To be more assertive, and i can show you how. you just have to learn.
Sadece biraz daha iddialı olmayı öğrenmen lazım ven ben sana gösterebilirim -Evet.
No, I didn't say… And I know I told you to be more assertive.
Hayır, ben öyle demedim… Sana daha kendinden emin olmanı söylediğimin farkındayım.
That suggests a power assertive rapist, somebody who is obsessed with masculinity, who needs others to see him as a man.
Bu erkekliğe takmış, kuvvetine güvenen başkalarının da onu erkek gibi görmesini isteyen bir tecavüzcü olduğunu gösteriyor.
Inspiring. You say"pushy," and I hear, um… assertive, bold.
Sen ısrarcı diyorsun ama ben… iddialı, cesur ve ilhâm verici duyuyorum.
Results: 89, Time: 0.0539

Top dictionary queries

English - Turkish