AWAY FROM HIM in Turkish translation

[ə'wei frɒm him]
[ə'wei frɒm him]
ondan uzak
those distant
that far
ondan kaçtım
ondan özür dilerim uzak
ondan ayrı
ondan kaçarken
ondan savdı
ondan uzakta
those distant
that far
ondan uzaklaşın
those distant
that far
ondan uzaklaştırdı
ondan uzaklaştırmalıyız
ondan uzaklaşarak
those distant
that far
ondan uzaklaştırmanı
ondan kaçmaya
ondan kaçtılar

Examples of using Away from him in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Thereupon his Lord answered him, and diverted their scheming away from him.
Rabbi onun duasını kabul buyurdu da onların düzenini ondan savdı.
How you doing… Being away from him?
Peki nasıl gidiyor ondan uzakta olmak?
Spend time away from him.
Biraz ondan uzaklaşın.
Come away from him, nephew. I killed you.
Ondan uzaklaş, yeğenim. Seni öldürmüştüm.
I cannot be so many days away from him.
Bunca zaman ondan uzakta kalamam.
Get away from him! Everybody, stand back!
Ondan uzaklaşın! Herkes geri çekilsin!
diverted their scheming away from him.
kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı.
Now, get up and get away from him.
Şimdi, ayağa kalk ve ondan uzaklaş.
He encourages me to spend my time away from him.
Ondan uzakta vakit geçirmem için beni teşvik ediyor.
Now! And get Pat away from him.
Ve Pati ondan uzaklaştırmalıyız. Şimdi!
Get your hands up. Get away from him, Miss Alperin.
Ondan uzaklaşın Bayan Alperin. Ellerini kaldır.
So his Lord answered his invocation and turned away from him their plot.
Rabbi onun duasını kabul etti de kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı.
Eve, wherever you are, come away from him.
Eve, neredeysen, ondan uzaklaş.
Get your hands up. Get away from him, Miss Alperin.
Ellerini kaldır. Ondan uzaklaşın Bayan Alperin.
Of walking away from him. You did the right thing, Junior.
Ondan uzaklaşarak doğru olanı yaptın, Junior.
And get Pat away from him.
Ve Pati ondan uzaklaştırmalıyız.
Eve. Eve, wherever you are, come away from him.
Eve. Eve. Eve, neredeysen, ondan uzaklaş.
you need tostay away from him.
ama ondan uzak durmalısın.
If I stay away from him. I just thought it will all be okay.
Ondan uzakta kalırsam her şeyin iyi olacağını düşündüm.
You did the right thing, Junior of walking away from him.
Ondan uzaklaşarak doğru olanı yaptın, Junior.
Results: 337, Time: 0.0638

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish