DOESN'T ALWAYS WORK in Turkish translation

['dʌznt 'ɔːlweiz w3ːk]
['dʌznt 'ɔːlweiz w3ːk]
her zaman çalışmıyor

Examples of using Doesn't always work in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
All the forgiveness, it doesn't always work that way.
Tüm bu affetme olayı, hep işe yaramayabilir.
Good against evil doesn't always work, so I'm using you to fight evil with evil.
Kötüye'' karşı'' İyi'' her zaman işe yaramaz kötüye karşı kötüyle savaşmak için seni kullanıyorum.
artificial insemination doesn't always work.
suni dölleme her zaman işe yaramaz.
the operation is successful, artificial insemination doesn't always work.
ameliyat başarılı olsa bile… suni döllenme her zaman işe yaramaz.
But most of the time… it makes things better. That doesn't always work.
Her zaman işe yaramasa da… çoğu zaman her şeyi daha güzel kılıyor.
They do some replanting-- it doesn't always work because there's no soil left.
Bazen yeniden ağaçlandırmaya çalışıyorlar-- bu her zaman işe yaramıyor çünkü artık orada toprak bitmiş durumda oluyor.
Now, Mary, you understand that even if the operation is successful, artificial insemination doesn't always work.
Şunu anlamalısınız:… suni döllenme ameliyat başarılı olsa da… her zaman işe yaramayabilir.
And besides, condoms don't always work, and guys don't always stay.
Ayrıca,… kondomlar her zaman işe yaramaz… ve erkekler terk eder.
Those rape analogies don't always work, but that one is on the money.
O tecavüz karşılaştırmaları her zaman işe yaramaz ama az önceki paranın üzerindeydi.
You know, the drugs don't always work.
İlaçlar her zaman işe yaramıyor.
It don't always work.
Bu her zaman işe yaramaz.
But treatments don't always work.
Tedaviler her zaman işe yaramaz.
But treatments don't always work.
Tedaviler her zaman işe yaramazlar.
Didn't always work.
Ama bu her zaman işe yaramıyormuş.
Back at the clinic, this didn't always work.
Klinikte bu her zaman işe yaramazdı.
I know from my experience with my mom, the painkillers don't always work.
Annemden bilirim, ağrı kesiciler her zaman işe yaramıyordu.
So do seat belts. Don't always work, though.
Emniyet kemerleri de, ama her zaman işe yaramıyorlar.
But antidotes don't always work, which is why he wears roses that reek of perfume.
Ama panzehirler bile her zaman işe yaramaz zaten bu yüzden her zaman kötü kokan o gülleri takıyor.
Which is why he wears roses that reek of perfume. But antidotes don't always work.
Ama panzehirler bile her zaman işe yaramaz… zaten bu yüzden her zaman kötü kokan o gülleri takıyor.
Which is why he wears roses that reek of perfume. But antidotes don't always work.
Ama panzehirler daima işe yaramaz… ki bu yüzden kötü koku yayan gülü takar.
Results: 42, Time: 0.4091

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish