Examples of using Every bite in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The longing and homesickness which filled the school like a plague was magically lifted with every bite.
Okulu bir veba gibi işgal eden özlem ve ev hasreti, alınan her ısırıkla birlikte mucizevi bir şekilde dağıldı.I want you to think that every bite connects you to the past
Size her bir lokmanın… geçmişe ve geleceğe bağlı olduğunuI want you to think that every bite connects you to the past
Size her bir lokmanın… geçmişe ve geleceğe bağlı olduğunuIn every bite.
Her lokmada.Fruit in every bite!
Her ısırıkta meyve!Cindy's in every bite.
Her ısırığın içinde Cindy var.Like, flosses after every bite.
Sanki, her ısırıktan sonra dişlerini temizliyor.A cherry bomb in every bite.
Her ısırıkta bir kiraz bombası adeta.Better and better with every bite.
Her ısırıkta daha da tatlanıyor.Better and better with every bite.
Her ısırıkta daha da lezzetleniyor.A mouthful of satisfaction in every bite.
Her ısırıkta ağız dolusu tatmin.Now you get frosting in every bite.
Şimdi, her ısırdığında yüzüne bulaşır.In every bite. That chocolatey coconut crunch.
Her ısırıkta lezzet akan çikolatalı Coconut Çıtırları.He took his time on every bite.
Her bir lokmanın tadını çıkardı.What has a hazelnut in every bite?
Her ısırıkta fındık mı var?I want you to eat every bite.
Her bir parçasını yemeni istiyorum.I want you to eat every bite.
Her bir parçasını yemeni istiyorum. Anlıyor musun?You can taste the brains in every bite.
Her lokmada beyin tadı geliyor.You're consuming Jiro's philosophy with every bite.
Her ısırıkta Jiros felsefesini de alırsınız.They guarantee a tablespoon of mayo in every bite.
Her lokmada bir yemek kaşığı mayonez garantisi veriyorlar.
