Examples of using He doesn't know anything in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
He doesn't know anything about a safe-deposit box or a key.
Mombasa Karteli hakkında bir şey bilmediğini söylüyor.He doesn't know anything about the Albanians.- Yeah, yeah, yeah.
Evet. Arnavutlarla ilgili bir şey bilmiyor.But claims he doesn't know anything about the mombasa cartel.
Mombasa Karteli hakkında bir şey bilmediğini söylüyor.He doesn't know anything about it. What the.
Hangisi?- Bunun hakkında bir şey bilmiyor.Brooks says he doesn't know anything about Molly Johnson.
Brooks, Molly Johnsonla ilgili bir şey bilmediğini söylüyor.He doesn't know anything, except he knew severing the bloodline wouldn't work.
O da işe yaramayan soy zincirini kırma dışında bir şey bilmiyor.Please don't hurt him, he doesn't know anything.
Lütfen canını yakmayın, bir şey bilmiyor.He doesn't know anything about the rasta monsta weed spray.
Beyaz Chi-chi Rasta Monsta uyuşturucu spreyi hakkında bir şey bilmiyor.If he doesn't know anything, then it's just a… An innocent question.
Eğer bir şey bilmiyorsa sorduğun soru masum You sure he doesn't know anything?
Bir şey bilmediğine emin misin?Keel, the lawyer, says he doesn't know anything.
Avukatı Keel birşey bilmediğini söylüyor.Maybe he doesn't know anything.
Belki bir şey bilmiyordur.Maybe he doesn't know anything about it.
Belki de hiçbir şeyden haberi yoktur.He doesn't know anything about it.
Bu konuda bir şey bilmesin.Bir şey bilmediğine yemin ediyor.He doesn't know anything about data intrusion.
Veri hırsızlığı konusunda bir şey bilmiyordur.He doesn't know anything.
Hiçbir şeyden haberi yok.He doesn't know anything!
