Examples of using Inserting in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
which has a dedicated key for inserting emoticons, and features spell checking and word prediction.
That same year using a bogus identity, into inserting the puzzle into the sculpture.
Boris daha sonra Georgetowna geliyor aynı yıl sahte bir kimlik kullanarak, bulmacayı heykelin içine sokmak. ve ya tatlı konuşmalar yaAII I'm doing is scrolling up and down this useless document,'inserting words, almost at random.
Tek yaptığım bu işe yaramaz dosyada yukarı aşağı inip aralara resmen rastgele kelimeler eklemek.Inserting more shots of his dog. You know, his last set of notes were four pages long,
Onaylayacak. Son verdiği notları dört sayfa uzunlukta,- Umarım. çekimlerde daha çok kullanılmasıHis last set of notes were four pages long, inserting more shots of his dog. all handwritten
Onaylayacak. Son verdiği notları dört sayfa uzunlukta,- Umarım. çekimlerde daha çok kullanılmasıThis is done by the surgeon inserting a plastic balloon underneath the skin and, over a period of time, increasing the volume of the balloon, and therefore, stretching the skin above.
Cerrah, derinin altına plastik bir balon yerleştirir. Balonun hacmi zamanla arttırılarak yukarıdaki deri gerilir.That's why we're gonna spend the rest of the night in here inserting these into our lady friends and testing all variables.
İşte bu yüzden gecenin geri kalanını burada geçireceğiz. Bunları bayan dostlarımıza yerleştireceğiz. Ve tüm değişkenleri test edeceğiz.The Friedmann equations are derived by inserting the metric for a homogeneous and isotropic universe into Einstein's field equations for a fluid with a given density and pressure.
Friedmann denklemleri, yoğunluk ve basıncı verilen bir akışkan için Einsteinın alan denklemlerine homojen ve izotropik evren metriği yerleşmesinden türetilir.Why isn't Dr. Lim inserting it into the abdomen right now? What about her bowels?
Neden Dr. Lim onu şimdi karnına yerleştirmiyor? Ya bağırsaklar?Macedonia has amended its constitution, inserting a clause that states the country has no territorial claims.
Makedonya anayasasını değiştirerek ülkenin hiçbir toprak iddiasının olmadığını belirten bir madde ekledi.The Saturn IB worked perfectly, inserting the second stage and LM into a 163× 222 km orbit.
But inserting the UN into such a complicated situation could irrevocably damage the hopes of real peace.
Ama BMyi böyle karmaşık bir durumun içine sokmak gerçek barış ümidine geri dönülemez zararlar verebilir.He made an effort with the most careful articulation and by inserting long pauses between the individual words to remove everything remarkable from his voice.
O bir çaba, en dikkatli eklem ve takarak uzun aralar tek tek sözcüklerin arasında onun sesini kayda değer her şeyi kaldırın.under any circumstances, doing any inserting in that area.
create it in the laboratory from simple chemicals and make new forms of life by inserting synthetic DNA into bacterial cells.
DNAyı laboratuarda basit kimyasallardan üretip sentetik DNAyı bakteri hücrelerine enjekte ederek yeni yaşam formları üretebiliyoruz.That maybe you're finding reasons not to like this boy by inserting him into the case you're working on.
Belki de bu çocuktan hoşlanmamak için bir neden arıyorsundur. Üzerinde çalıştığın davaya dahil ederek.doing any… inserting in that area.
o bölgeye bir giriş yaptırmam mümkün olamaz.a method for inserting and manipulating graphic images,
Each document window contains a toolbar, which gives one-click access to commonly used functions such as inserting objects(text boxes,
Her belge penceresinde, nesnelerin eklenmesi( metin kutuları, şekiller, tablolar, çizelgelerSo instead of inserting a wire into one spot of the brain, re-engineer the brain itself so that some of its neural elements become
