IS CONFUSING in Turkish translation

[iz kən'fjuːziŋ]
[iz kən'fjuːziŋ]
kafa karıştırıcı
aklını karıştırıyor
karışık
complex
messy
mess
intricate
chaotic
assorted
medley
tricky
mixed-up
confusion
kafamı karıştırdı
kafa karıştırıcıdır
kafasını karıştırır
çok karışık
too complicated
very complicated
it's complicated
's too complicated
are so complicated
is a mess
too complex
very complex
very confusing
really complicated
karmaşık olduğunu
be complicated
şaşırtıcı
to be surprised

Examples of using Is confusing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
This is confusing technology for a woman.
Bu teknoloji kadınların kafasını karıştırır.
This quantum physics is confusing.- Strugglin.
Sıkı çalışmazsam yine B+ alacağım. Kuantum fiziği kafamı karıştırdı.
This is confusing technology for a woman.
Bu bir kadın için kafa karıştırıcı bir teknoloji.
Well, love is confusing.
Evet, aşk kafa karıştırıcıdır.
Strugglin'. This quantum physics is confusing.
Sıkı çalışmazsam yine B+ alacağım. Kuantum fiziği kafamı karıştırdı.
Look, I know this is confusing, seeing her out of nowhere.
Aniden karşına çıkması. Bak, biliyorum, bu kafa karıştırıcı.
Look, Tim, sex is confusing, complicated. Thanks.
Teşekkürler. Bak Tim, seks kafa karıştırıcıdır, karışıktır.
Struggling. Quantum physics is confusing.
Çabalıyor. Kuantum fiziği kafamı karıştırdı.
This is confusing for me.
Bu benim için kafa karıştırıcı.
sex is confusing, complicated.
seks kafa karıştırıcıdır, karışıktır.
Quantum physics is confusing. If I don't- Struggling.
Çabalıyor. Kuantum fiziği kafamı karıştırdı.
Oh. Wow, this is confusing.
Vay, bu kafa karıştırıcı.
Wow, this is confusing.
Vay, bu kafa karıştırıcı.
This whole thing is confusing.
Bütün bu olay kafa karıştırıcı.
I apologize if this is confusing, but.
Eğer bu kafa karıştırırsa özür dilerim, fakat.
Which is confusing.
Kafamız karıştı.
But don't you see that David is confusing?
Ama Davidin kafasının karıştığını görmüyor musun?
I guess that is confusing, huh?
Kafan karıştı sanırım, değil mi?
This is confusing you right now, isn't it?
Bu senin kafanı karıştırıyor, değil mi?
I apologize if this is confusing. All right.
Eğer bu kafa karıştırırsa özür dilerim, fakat… Pekala.
Results: 110, Time: 0.0653

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish