Examples of using It can not in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
It can't. I just got a text from Gonzales, our CI in the flatlands.
Bekleyemez. CI flatlands da, Gonzalesden bir mesaj aldım.But it can not damage the precious relics.
Ama değerli emanetler zarar veremez.No, it can't, sir.
Hayır, bekleyemez efendim.It can't. Sibyl's whole plan is based on her projections.
Sibylin bütün planı öngörülerine dayanıyor. Gidemez.And it shouldn't. It can't.
Yapmamalıyım da. -Yapamam.It can't?
Hiç olamaz mı?Oh, it can not seriously your be, Jessie. 'm Going up!
Oh ciddi olamzsın. Büyü artık…!It can not be the same?
Aynı olamaz- Olamaz mı?I'm just saying it can not be ignored.
Sadece görmezden gelinemeyeceğini söylemeye çalışıyorum.It can not be.
Olamaz zaten.It can't, Mr. Kendrick.
Olamaz Bay Kendrick.Simply it can not be too difficult.
Sadece yapamam, bu çok zor.I guess it can't, Mr. Pratt.
Sanırım olamaz, Bay Pratt.It can't. I'm very upset.
Yürüyemez, çok üzgünüm.It can't, Zoe, bec.
Yapılamaz Zoe, çünkü.But it can't, Mabel.
It can't, we must build the factory.
Düşemez, fabrikayı kurmak zorundayız.It can not be him.
Bu o olamaz. It can not.
Yapman gereken bu, değil mi?Maybe it can't, and we will all be killed.
Belki uçamaz ve hepimiz ölürüz.
