LABORER in Turkish translation

işçi
worker
labor
employee
labour
employment
work
workman
bir ameleye
poser
emekçi
labour
labor
work
effort
hard
put
with toil
işçisi
worker
labor
employee
labour
employment
work
workman
i̇şçi
worker
labor
employee
labour
employment
work
workman
işçisine
worker
labor
employee
labour
employment
work
workman

Examples of using Laborer in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The laborer has earned her rest.
İşçilerin de dinlenme hakkı var.
A laborer on disability. Father unemployed.
Eski işçilerden, engelli. Babası çalışmıyor.
A laborer of the revolution, as he said himself.
Kendisinin de dediği gibi bir devrim emekçisiydi.
You married e musician, not e laborer.
Bir müzisyenle evlendin, işçiyle değil.
A laborer on disability. Father unemployed.
Babası çalışmıyor. Eski işçilerden, engelli.
He was a day laborer.
Günü birlik işçiydi.
His father was a street lighting technician& laborer and his mother a homemaker.
Babası ışıklandırma teknisyeni ve aynı zamanda bir işçi, annesi ise ev hanımıydı.
Looks too classy for a laborer.
Bir işçi için çok şık görünüyor.
I work as a laborer, simple work.
Bir amele gibi basit işlerde çalışırım.
I didn't know a seminarist could work as a laborer.
Bir amele gibi çalışan ilahiyatçıyı da hiç duymadım.
Did they ever try to paint a laborer or a man digging?
Bir işçiyi veya kazı yapan bir adamı çizmeye çalışmışlar mı?
You, a laborer, belonging to an inferior race!
Senin gibi bir işçi, aşağı ırktan birisi!
You mean that a Mexican day laborer is a goddamn Federale?
Demek istediğin, Meksikalı bir işçi parçası lanet olası bir federal mi?
And that one, laborer, soldier?
Ya şu, işçi mi, asker mi?.
It's obvious that you're a laborer.
Bir işçi olduğun belli.
Gang Hyeong Cheol==A day laborer who gambled at construction site.
Gang Hyeong Cheol İnşaat alanında kumar oynamış olan bir işçi.
You're married 2 children a laborer.
Sen evlisin 2 çocuklu bir işçi.
I need help but… I need… I do need help, but I need a laborer.
Yardıma ihtiyacım var ama bir işçiye ihtiyacım var.
My father was a laborer most his life.
Babam ise bir işçiydi.
He's a poor Polish laborer.
Fakir Polonyalı bir işçi.
Results: 84, Time: 0.043

Top dictionary queries

English - Turkish