Examples of using Latch in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Doesn't have a latch.
The wood was rotten and the latch broke!
We need to lift the latch.
Mandalı kaldırıp açmalıyız.But if the killer opened these doors, he would have had to have touched the latch.
Katil Bu kapıları açarsa Ama, o mandal dokundu olması yaşadım.You have put the latch on the outside.
Mandalı dış tarafa koymuşsun.Check under the wheel. Uh, there should be a latch.
Direksiyonun altına bak.- Mandal olmalı.I think maybe she went out the side gate'cause the latch is broken.
Bence bahçe kapısından çıkıp gitti… çünkü mandalı kırılmıştı.I guess Kizie really means a latch. I'm alive.
Sanırım Kizienin anlamı gerçekten mandal. Yaşıyorum.But maybe she will try the latch before. Yes.
Evet. Ama belki önce mandalı deneyecek.My name means a latch.
Benim adım mandal demek.Baby latch. What are you doing?
Ne yapıyorsun? Bebek mandalı.I'm alive. I guess Kizie really means a latch.
Sanırım Kizienin anlamı gerçekten mandal. Yaşıyorum.I think maybe she went out the side gate cause the latch is broken.
Yan kapıdan kaçmış olabilir çünkü mandalı kırıktı.Dismantle latch hasp beneath main drainage line.
Ana drenaj çizgisinin altındaki mandal kenetini sök.There's a safety latch in the back.
Arkada bir emniyet mandalı var.You gotta dismantle the latch hasp from the auxiliary drainage line.
Ana drenaj çizgisinin altındaki mandal kenetini sökmen gerek.I'm telling you, the latch was broken.
Sana söylüyorum, mandal kırıktı.At least keep the latch closed.
You check the safety latch first.
Maybe I can reach the latch.
