Examples of using Not in front in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Not in front of my wife and kids. Thanks, Hervé.
Karımın ve çocuklarımın önünde olmaz. Sağ ol Hervé.No one must know, not in front of the others.
Not in front of the socks, Julian.
Çorapların önünde olmaz, Julian.Not in front of Joaquin. Please.
Lütfen. Joaquinin önünde değil.Just not in front of my workers, all right?
Çalışanlarımın önünde olmaz ama tamam mı?Not in front of them.- What?
Ne? Onların önünde değil.Hey, not in front of the kid, man!
Çocuğun önünde olmaz, dostum!What? Not in front of them.
Ne? Onların önünde değil.You… Zoc, please, not in front of Spindle.
Sen… Zoc, lütfen, Spindleın önünde olmaz.Yeah, I love to sing, but not in front of an audience.
Evet, şarkı söylemeyi severim ama insanların önünde değil.You… Zoc, please, not in front of Spindle.
Zoc, lütfen, Spindleın önünde olmaz. Sen.No Guy, not in front of everyone.
Hayır Guy. Herkesin önünde değil.Not in front of you, at least.
En azından senin önünde değil.Women decide, but not in front of everybody.
Kadınlar karar verir ama herkesin önünde değil.Not in front of me!
Benim önümde değil!Not in front of her.
Onun karşısında değil.Not in front of me.
Benim önümde değil ama.Not in front of the old man.
Önümde olmaz.Not in front of me!
Benim önümde olmaz!Not in front of me.
Benim önümdeyken değil.
