ON THE OPPOSITE SIDE in Turkish translation

Oleg, you are on the opposite side.

Oleg, sen ters taraftasın.

On the opposite side, we have the Germans with the K-98 rifles.

Karşıda da Alman silahlarımız var, K-98 tüfekleri.

That's on the opposite side of the shopping mall.

Alışveriş merkezine göre ters yönde.

On the opposite side of the river.

Nehrin karşı yakasında.

Assemblyman Oh was found on the opposite side.

Meclis Üyesi Oh tam ters tarafta bulundu.

Sometimes he would come up unexpectedly on the opposite side of me, having apparently passed directly under the boat.

Bazen görünüşte olan, bana karşı tarafta beklenmedik kadar gelirdi doğrudan teknenin altında geçti.

Attila leads as many as 100,000 warriors, set to charge. On the opposite side.

Karşı tarafta ise… Attila, 100,000 kadar saldırıya hazır savaşçıyı idare etmektedir.

Because rainbows are seen on the opposite side of the sky as the sun, rainbows are more prominent the closer the sun is to the horizon due to their greater distance apart.

Gökkuşağı gökyüzünde güneşin zıt tarafında görüldüğü için, güneş ufka yakınken aralarındaki mesafe arttığından daha belirgin olur.

For instance, getting out of bed on the opposite side could create a delay that engenders a different chain of events.

Örneğin yatağın karşı kenarından kalkmak,… farklı bir olay zinciri yaşatacak kadar gecikmeye neden olabilir.

But a freely falling reference frame on one side of the Earth cannot explain why the people on the opposite side of the Earth experience a gravitational pull in the opposite direction.

Fakat Dünyanın bir tarafındaki serbest düşme referans çerçevesi, Dünyanın karşı tarafındaki insanların neden ters yönde bir çekimsel deneyim yaşadığını izah edemez.

On the opposite side of the door you have a cowboy on a bucking bronco, so…

Kapının karşı tarafında mekanik bir boğa üzerinde bir kovboy var.

If they're submerged on the opposite side of the Northern Bank, we will see them as soon as we're far enough south to peer behind it.

Kuzey bandının ters tarafında suya daldılarsa yeterince güneylerine indiğimizde onları görebileceğiz demektir.

For services it uses the French Church on the opposite side of Gendarmenmarkt and Luke's Church in Berlin-Kreuzberg.

Bu cemaat dinî amaçlar Gendarmenmarktın karşı tarafında bulunan Fransız Kilisesini ve Kreuzbergde bulunan Luke Kilisesini kullanmaktadır.

It can be seen from the hills on the opposite side of the valley in the town of Denizli, 20 km away.

Denizlinin 20 km uzaktaki merkezindeki vadinin karşı tarafındaki tepelerden görülebilir.

drop her shopping bag on the opposite side of the road, and her shopping fell out.

alışveriş torbasını yolun karşı tarafında bırakın, Ve alışverişleri düştü.

attack the Amestrian garrison on the opposite side to draw their attention.

dikkatlerini çekmek için ters taraftan Amestria birliğine saldıracak.

He put a bead containing the Sonic Hedgehog molecule on the opposite side of a growing fin bud.

Sonic hedgehog molekülünü içeren bir bilyeyi büyümekte olan bir yüzgeç tomurcuğunun ters tarafına yerleştirdi.

The magnetosphere is roughly shaped like a hemisphere on the side facing the Sun, then is drawn out in a long wake on the opposite side.

Manyetosfer kabaca, yüzeyi Güneşe bakan bir yarıküre gibidir ve sonra zıt tarafa doğru uzun bir tarafa çekilir.

his assistant found the palace of his grandson Ashurbanipal on the opposite side of the mount.

Torunu Ashurbanipalın sarayı, tam olarak karşı taraftaydı.

The feature allowing users to switch between multiple running applications as in System 6 was given its own menu(appearing as the icon of the active application) on the opposite side of the menubar.

Kullanıcıların System 6da olduğu gibi çok sayıda çalışan uygulama arasında geçiş yapmalarına izin veren özellik, menubarın zıt tarafında kendi menüsünü( etkin uygulamanın simgesi olarak görünüyor) verildi.