PUNISHABLE in Turkish translation

['pʌniʃəbl]
['pʌniʃəbl]
cezası
criminal
punishment
penalty
sentence
ticket
fine
detention
of recompense
retribution
judgment
cezalandırılabilir
criminal
punishment
penalty
sentence
ticket
fine
detention
of recompense
retribution
judgment
cezasının
criminal
punishment
penalty
sentence
ticket
fine
detention
of recompense
retribution
judgment
cezalandırılacak
criminal
punishment
penalty
sentence
ticket
fine
detention
of recompense
retribution
judgment

Examples of using Punishable in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
on my ship thievery is a punishable offense.
benim gemimde hırsızlık cezasız kalmaz.
Being born different is a crime punishable by death.
Farklı doğmak ölümle cezalandırılabilen bir suç.
Since when is secretly taping sex punishable by murder?
Bu korkunç. Ne zamandan beri seks görüntülerini çekmek cinayetle cezalandırılıyor.
Punishable by dead.
Ölümle cezalandırabilir.
Punishable by up to one year in prison.
Paragrafına göre… bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilir..
Illegal inhumanization of corpse… strictly punishable by law.
Cesetlerin yasadışı bir şekilde… gömülmesi kanunlar tarafından sert bir şekilde cezalandırılır- Söylememiş ol.
Lllegal inhumatlon of corpse… severely punishable by law.
Cesetlerin yasadışı bir şekilde… gömülmesi kanunlar tarafından sert bir şekilde cezalandırılır- Söylememiş ol.
Becomes punishable by prison. We sometimes hope that thinking in France.
Fransada bazen düşünmenin cezaevinde cezalandırılmasını istiyoruz.
Punishable by death. Justice shall be served swiftly.
Adalet yeniden yerine bulacak. Ölümle cezalandırılacaklar.
Punishable by death.
Bulunduranlar ölümle cezalandırılır.
Venereal diseases and idle sex is a punishable offense.
Tüm zührevi hastalıklar suçtur ve yakalananlar cezalandırılacaktır.
If you throw one stone, it's a punishable offense.
Bir taş atılırsa, bu cezalandırılması gereken bir davranıştır.
If you set a car on fire, it's a punishable offense.
Bir otomobil ateşe verilirse, bu cezalandırılması gereken bir davranıştır.
He Ying, disobeying imperial edicts is a crime punishable by clan execution.
He Ying, emperyal düzenlemelere itaatsizlik klan infazından cezalandırılan bir suçtur.
Is a crime punishable by clan execution He Ying, disobeying imperial edicts.
He Ying, emperyal düzenlemelere itaatsizlik klan infazından cezalandırılan bir suçtur.
And what he did was a felony, punishable by up to 25 years.
Ve yaptığının bir suç olduğunu, 25 yıla kadar cezalandırılabileceğini.
Then, illegal, punishable by death.
Yasa dışı olan ölümle cezalandırılmaya başlandı.
Going against Kira-sama is definitely a crime punishable by death.
Kiraya karşı gelmek kesinlikle ölümle cezalandırılması gereken bir suçtur.
The investigation continues to determine possible links to other punishable acts.
Diğer suç eylemleriyle aradaki olası bağlantıları belirlemek amacıyla soruşturma devam ediyor.
This is a felony punishable by imprisonment, doctor.
Bu hapis cezası gerektiren bir suç, doktor.
Results: 170, Time: 0.068

Top dictionary queries

English - Turkish