Examples of using Specificity in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The fluorinated analog is incorporated into peptides via the relaxed substrate specificity of histidine-tRNA ligase
Florlanmış analog, histidin-tRNA ligazın gevşemiş subsrat spesifitesi ile, peptitlere dahil olurThe specificity of these transcription factors' interactions with DNA come from the proteins making multiple contacts to the edges of the DNA bases, allowing them to"read" the DNA sequence.
Bu transkripsiyon faktörlerinin DNA ile etkileşimindeki spesifisite, proteinin DNA bazlarının kenarları ile yaptığı temaslardan kaynaklanmaktadır, bu sayede bu proteinler DNAnın dizisini'' okurlar.HsdS is important for specificity of the recognition(DNA-binding) site in addition to both restriction digestion(DNA cleavage) and modification(DNA methyltransferase) activity.
HsdS metiltransferaz etkinliğine ek olarak, tanıma bölgesinin kesim özgüllüğü için gereklidirler.possessing slightly different receptors and varying specificity for the antigen, from which the B cell with highest affinities for the antigen can be selected.
hafifçe farklılık gösteren reseptörler ve antijen için çeşitlenmiş özgüllüğe sahip olan binlerce B hücresinin üretimine yol açar, bunların arasından antijen için en büyük yatkınlığı gösteren B hücresinden seçilir.Particularly important was the work of Paul Ehrlich, who proposed the side-chain theory to explain the specificity of the antigen-antibody reaction; his contributions to the understanding of humoral immunity were recognized by
Özellikle antijen-antikor reaksiyonunun özgüllüğünü açıklayan yan-zincir teorisini ileri süren Paul Ehrlichin çalışmaları oldukça önemliydi;and wonder, well, we can reach 89 percent sensitivity, 86 percent specificity using multiple rats in a row.
İşe yarayıp yaramayacağını görmek için… Ve şaşırtıcı bir şekilde birkaç fareyi üst üste kullanarak% 89 duyarlılığa ve% 86 özgüllüğe ulaşabiliyoruz.other analytical techniques because the analyzer, as a mass-charge filter, reduces background interference, Excellent specificity from characteristic fragmentation patterns to identify unknowns
şüphelenilen bileşiklerin numunedeki varlığının onaylanması için karakteristik parçalanmalar üretmesinden doğan mükemmel özgüllüğü, moleküllerin moleküler ağırlığı ve elementlerin izotopik bolluklarıLuxembourg reports that special attention is given to young people and to the biggest immigrant community, focusing on linguistic and sociocultural specificities.
Lüksemburg, dilbilimsel ve sosyokültürel özelliklere odaklanarak, gençlere ve en büyük göçmen topluluğuna özellikle dikkat edildiğini rapor etmektedir.have distinct substrate specificities.
What specificity?
Suçun belirleyiciliği ne?What specificity? Timing of the attack.
Ne tür bir özgüllük? Saldırının zamanlaması.Great specificity, but no suppression.
Özgüllük yüksek, ama baskı yok.All right, I got high specificity intel.
Great specificity, but… No good. no suppression.
Özgüllük yüksek, ama baskı yok.We want to maintain the specificity of the 2004 version.
Baskısının özgünlüğünü sürdürmek istiyoruz.In this study, the sensitivity was 69% and specificity was 84.
Bu yöntemin eksuda için duyarlılığı% 98, özgüllüğü% 65 civarındandır.Immunizations are successful because they utilize the immune system's natural specificity as well as its inducibility.
Bağışıklayıcılar başarılıdır çünkü, bağışıklık sisteminin doğal özgünlüğünü, kendi teşvikiyle oluşmuş kadar iyi kılarlar.And it's the inflections and the changes in themes that give it its specificity and power.
DNA nanotechnology utilizes the specificity of Watson-Crick basepairing to construct well-defined structures out of DNA and other nucleic acids.
DNA nanoteknolojisi DNAdan ve diğer nükleik asitlerden iyi tanımlanmış yapılar oluşturmak için Watson-Crick baz( temel) eşleştirmesinin spesifikliğini kullanır.Specificity and choice of weaponry, I mean… That could be symbolic in some way.
