STABILISATION in Turkish translation

istikrar
stability
stabilisation
stable
uniformity
steady
will stabilize
i̇stikrar
stability
stabilisation
stable
uniformity
steady
will stabilize
stabilizasyon
stabilization
stabilisation

Examples of using Stabilisation in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Since 25 November, when BiH and the EU launched Stabilisation and Association talks, BiH has joined
Kasımda AB ile İstikrar ve Ortaklık görüşmelerine başlayan BH,
launching Stabilisation and Association talks with the Union, and joining NATO's Partnership for Peace programme-- are being delayed by the Belgrade government's lack of co-operation with the UN war crimes tribunal.
Birlikle İstikrar ve Ortaklık müzakerelerini başlatmak ve NATOnun Barış için Ortaklık programına katılmak-- Belgradın BM savaş suçları mahkemesiyle işbirliği yapmaması yüzünden gecikiyor.
democracy stabilisation, good governance and institution building,
Bunlar da demokratik istikrar, idare ve kurum oluşturmada iyileşme,
Albania's Stabilisation and Association Agreement with the EU
Gerek Arnavutlukun AB ile yapmış olduğu İstikrar ve Ortaklık Anlaşması,
Southeast European Times: In your opinion, what are the key issues that have to be resolved in order to achieve further economic stabilisation and better mutual understanding among the people of the Balkans?
Southeast European Times: Size göre, Balkanlarda daha ileri ekonomik istikrar ve Balkan halkları arasında daha iyi bir uzlaşma ortamına ulaşmak için temel önem taşıyan ögeler nelerdir?
Although EU officials and Belgrade both voice optimism about starting Stabilisation and Association Agreement talks in October, the continuing fugitive status of General Ratko Mladic and other indictees remains a hurdle.
Gerek AB yetkilileri gerekse Belgrad İstikrar ve Ortaklık Anlaşması konulu müzakerelerin Ekim ayında başlaması yönünde iyimser görüşlerini dile getirmesine karşın, General Ratko Mladiç ve diğer zanlıların kaçak statüsünün devam etmesi müzakerelere engel olmayı sürdürüyor.
energy price adjustments and wage restraint" as some of the key stabilisation policies Romania was expected to follow.
Romanyadan izlemesinin beklendiği bazı kilit istikrar politikaları arasında'' genel hükümet bütçesinde daraltma, enerji fiyatlarında ayarlama ve ücret kısıtlaması yoluyla kamu kuruluşları maliyesini güçlendirmesine'' yer verdi.
A ceremony in Sarajevo on 2 December 2004 marks the historic conclusion of the NATO-led Stabilisation Force(SFOR) in Bosnia and Herzegovina, and the launch of the EU's follow-on EUFOR. NATO.
Bosna Hersekte konuşlanan NATO önderliğindeki İstikrar Gücü SFORun görev süresinin 2 Aralık 2004te sona ermesi ve yerini AB misyonu EUFORa bırakması şerefine düzenlenen tören. NATO.
Sustaining strong growth over the medium term will require further efforts to complete macroeconomic stabilisation and accelerate structural reform," the IMF said in a public information notice issued Tuesday(27 July), following consultations with Bucharest earlier this month.
IMF, bu ayın geçen haftalarında Bükreş ile yapılan istişareler sonrasında 27 Temmuz Salı günü yayınlanan kamuoyu bilgilendirme tebliğinde,'' Orta vadede güçlü bir ekonomik büyümenin sürdürülebilmesi için, makroekonomik istikrar çalışmalarının tamamlanması ve yapısal reformun hızlandırılması yönünde daha fazla çaba gerekeceğini'' belirtti.
launching Stabilisation and Association Talks with the EU,
AB ile İstikrar ve Ortaklık Müzakerelerini başlatmak
a recommendation will be made in April for opening accession and stabilisation talks with the country, the commissioner said.
kadar yerine getirdiği takdirde, Nisan ayında ülkeyle üyelik ve istikrar müzakerelerinin başlatılması yönünde tavsiyede bulunulacağını söyledi.
Members of the first contingent of peacekeeping police officers from Bosnia and Herzegovina(BiH) finished their basic training last month and joined the operation of the UN Stabilisation Mission in Haiti MINUSTAH.
Bosna-Hersekli( BH) polis memurlarından oluşan ilk barış gücünün üyeleri temel eğitimlerini geçen ay tamamlayarak Haitideki BM İstikrar Misyonu( MINUSTAH) harekâtına katıldılar.
Brussels is"eagerly awaiting Stabilisation and Association negotiations with Serbia-Montenegro in October," EU foreign policy and security policy chief Javier Solana said during a two-day visit to Belgrade earlier this week.
AB dış politika ve güvenlik sorumlusu Javier Solana bu hafta başlarında Belgrada yaptığı iki günlük ziyaret sırasında, Brükselin'' Sırbistan-Karadağ ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşması müzakerelerini Ekim ayında başlatmayı sabırsızlıkla beklediğini'' söyledi.
Since Kosovo could not start Stabilisation and Association Process(SAP) negotiations because of its undefined political status, the European Commission(EC) created an instrument called the Stabilisation Tracking Mechanism STM.
Kosova tanımlanmamış siyasi statüsü yüzünden İstikrar ve Ortaklık Sürecine( SAP) başlayamadığı için, Avrupa Komisyonu( AK) İstikrar İzleme Mekanizması( STM) adlı bir araç yarattı.
Notwithstanding the stabilisation of the security situation, the fear of harassment, intimidation and provocation remains part
Mart günü yayımlanan raporda'' Güvenlik durumunun istikrarına karşın, taciz,
Stressing the importance of the NATO-EU partnership for further stabilisation of the region, it said the two organisations are developing a framework for enhanced dialogue
Bölgede istikrarın devamı için NATO-AB ortaklığının önemine dikkat çeken bildiride, iki örgütün diyalogu artırmak için bir çerçeve ve Batı Balkanlardaki güvenlik
Spindelegger, whose country is organising a conference on reconstruction and stabilisation in the Balkans to be held in Berlin in early December,
Ülkesi Aralık ayı başında Berlinde, Balkanlarda yeniden yapılanma ve istikrar konulu bir konferans düzenleyecek olan Spindelegger, 3 Ekim genel
Voicing their full support for BiH's Euro-Atlantic integration through NATO's PfP and the EU's Stabilisation and Association Process, the MPs also urged"all elected representatives
BHnin, NATOnun PfP ve ABnin İstikrar ve Ortaklık Süreci yoluyla Avrupa-Atlantik yapılarına katılımına tam destek ifadesinde bulunan milletvekilleri,
support for democratic stabilisation, and support for the integration of the region's transport.
destekleyen Güneydoğu Avrupa İçin İstikrar Paktı ile yakın işbirliği içinde yapıldı.
which will go towards four key areas: democracy stabilisation, good governance
Söz konusu yardım demokratik istikrar, idari iyileştirme
Results: 60, Time: 0.0387

Top dictionary queries

English - Turkish