Examples of using Thinker in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
He was the most important thinker of the 19th century.
Uncu yüzyılın en önemli düşünürü.The Thinker, that was it, I'm sure.
I meant the greatest philosopher or thinker.
En büyük filozof ya da düşünürü.The thinker? What about the heisman?
Düşünen adam? Ya Heisman?The Thinker" is a well-known Rodin sculpture.
Düşünen Adam'' tanınmış bir Rodin heykelidir.In the 1 9th century, the great Rodin created this famous statue- The Thinker.
Rodin 19. YYda Düşünen Adam heykelini yaptı.Even on the court record, it is recorded as a"statue of The Thinker.
Mahkeme kayıtlarında bile…'' Düşünen Adam Heykelciği'' yazıyor.To have such a thinker.
Bu kadar düşünüre sahip olmak.You're a bit of a thinker, aren't you?
Sen düşünürlerden birisin değil mi?You look like a thinker.
Düşünen birisi gibi görünüyorsun.Every great thinker has a process.
Her büyük düşünürün bir yöntemi vardır.He was the most important thinker of the 19th century.
O 19. yüzyılın en önemli düşünürüydü.That statue's called The Thinker.
Heykelin ismi Düşünen Adamdı.You are just the type of out-of-the-box thinker Harvard wants.
free thinker.
özgür düşünen biriydi.you're a really deep thinker.
gerçekten çok derin düşünen birisin.He was the thinker.
Quite a thinker, aren't you?
Tam bir düşünürsün, değil mi?A thinker would never lay hands on stone.
No thinker behind the thought.
