WHILE STANDING in Turkish translation

• ayakta
• dururken
• duruyorduk

Examples of using While standing in English and their translations into Turkish

Those who remember God while standing, and sitting, and on their sides; and they reflect upon the creation of the heavens
Onlar, Allahı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar

Those who remember Allah while standing, and sitting, and reclining on their sides,
Onlar o kişilerdir ki, ayakta, otururken,

Those who remember Allah while standing, sitting or(reclining) on their backs, and reflect in the creation of the heavens and the earth,(saying):'Our Lord!
Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allahı anarlar,

Those who remember Allah while standing, and sitting, and reclining on their sides, and ponder about the creation of the heavens and the earth;“O our Lord!
Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allahı anarlar,

Those who remember God while standing, and sitting, and on their sides; and they reflect upon the creation of the heavens and the earth:“Our Lord,
Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allahı anarlar,

It is these who commemorate God while standing, sitting, or resting on their sides and who think about the creation of the heavens
Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allahı anarlar,

Who remember Allah while standing or sitting or[lying]
Onlar, ayakta iken, otururken,

Those who remember Allah while standing, and sitting, and reclining on their sides, and ponder about the creation of the heavens and the earth;“O our Lord!
Onlar ki ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken ALLAHı anarlar.

Those who remember God while standing, and sitting, and on their sides; and they reflect upon the creation of the heavens and the earth:“Our Lord,
Onlar ki ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken ALLAHı anarlar.

Those who remember Allah while standing, and sitting, and reclining on their sides, and ponder about the
Onlar, Allahı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar

Drinking this while standing in the OR.
Ameliyathanede ayakta çalışırken bundan içmek.

Drinking this while standing in the OR.
Ameliyathanede ayakta dikilirken bundan içmek.

And then he read manga while standing.
Ayakta durmuş manga okuyordu.

Under these conditions, we will fight… while standing.
Bu şartlar altında dövüşeceğiz… ayakta kalacağız.

I don't mean while dancing, just while standing.
Dans ederken değil,… öylesine ayakta dururken.

She brands us terrorists while standing idly by as our world faces annihilation.
Dünyamız yok olmakla yüz yüze geldiğinde aylak aylak dikilirken bizi terörist olarak damgalıyor.

They probably covered it up with a newspaper while standing around it.
Muhtemelen etrafında duruyorken üstünü gazeteyle örtmüşlerdir.

Can I use a netbook while standing in a crowded train?
Kalabalık bir trende dayanırken netbook kullanabilir miyim?

While standing under the moon at midnight, Your shadow enters my backyard.
Gece yarısı ay ışında beklerken bahçemde onun gölgesini görüyorum.

One, the film shot by Abraham Zapruder while standing near the grassy knoll.
Birincisi, çimenli tümseğin yakınında duran Abraham Zapruderin çektiği film.