WHILE WAITING in Turkish translation

[wail 'weitiŋ]
[wail 'weitiŋ]
beklerken
wait
while
when
awaiting
standing
expecting

Examples of using While waiting in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I walked the bag while waiting.
Beklerken çantayı dolaştırdım.
While waiting, one kills the Jews.
Beklerken Yahudileri öldürüyoruz.
They worked hard while waiting for Dad.
Babalarını beklerken çok çalışıyorlarmış.
A thought crossed my mind while waiting.
Beklerken aklımdan bir düşünce geçti de.
You need to look good while waiting.
Beklerken güzel görünmen gerekir.
Just one drink while waiting for you.
Seni beklerken yalnızca bir tane içtim.
I dozed off while waiting for you.
Beklerken, kısa bir süre uyuyakalmışım.
While waiting for Can to kill himself.
Canın kendini öldürmesini beklerken.
They died while waiting to be rescued.
Kurtarılmayı beklerken öldüler.
Shall we watch something else while waiting?
Beklerken başka bir şeyler mi izlesek?
I put them there while waiting, but.
Beklerken, onları buraya yerleştirdim ama.
I started to drink while waiting for things.
Bir şeyleri beklerken, içmeye başladım.
While waiting, in August he painted Sunflowers.
Ziyareti beklerken Ağustos ayında Ayçiçeklerini yaptı.
I heard something strange while waiting for you.
Seni beklerken tuhaf bir şey duydum.
A kiss goodbye while waiting for my car.
Arabamı beklerken bir veda öpücüğü vermiştim.
She passed out while waiting for new guests.
Yeni̇ mi̇safi̇rleri̇ beklerken sizip kaliyor.
I fell asleep while waiting. You what?
Beklerken uyuyakalmışım. Ne dediniz?
I'm entertaining myself while waiting for you.
Seni beklerken meşgul oluyorum.
Can I have a little bread while waiting?
Beklerken biraz ekmek alabilir miyim?
While waiting, I almost took all the pills.
Beklerken az kalsın bütün hapları yutacaktım.
Results: 3712, Time: 0.0339

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish