WON'T LIKE IT in Turkish translation

[wəʊnt laik it]
[wəʊnt laik it]
hoşuna gitmeyecek
bundan hoşlanmayacaktır

Examples of using Won't like it in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Mr Ross won't like it.
I think your father won't like it.
Bence baban bundan hoşlanmayacak.
Of course, the Duchess won't like it.
Tabiki, Düşes bundan hoşlanmayacak.
But Dad won't like it.
Fakat babam bundan hoşlanmayacak.
Your sister probably won't like it.
Muhtemelen ablan bundan hoşlanmayacak.
Foster won't like it.
Fosterın hoşuna gitmez.
Mum won't like it.
Annen bundan hoşlanmazdı.
Mr. Ogata won't like it.
Bay Ogata hoşlanmaz bundan.
I can if you want, but, uh, you probably won't like it.
İstersen çalarım. Fakat muhtemelen beğenmezsin. Senin tarzın değil pek.
I know that Tom won't like it here.
Tomun burada ondan hoşlanmayacağını biliyorum.
Moscow won't like it, you naughty boy.
Moskova bundan pek hoşlanmayacak, seni yaramaz çocuk.
I warn you. You won't like it, Mark.
Seni uyarayım, bu hoşuna gitmeyecek Mark.
Neptunians won't like it.
Ama Neptünlüler bundan pek hoşlanmayacak.
Henry won't like it.
Bu Henrynin hoşuna gitmeyecektir.
The bank manager won't like it. It won't look good at all.
Banka müdürü hiç hoşlanmaz bundan, senin için de iyi görünmez.
Some people won't like it.
Bazı insanlar bundan pek hoşlanmayacak.
The King won't like it.
Kral bunu sevmeyecek.
And I won't like it.
Ve bu hiç hoşuma gitmez.
Your boss won't like it.
Patronun görürse bundan hoşlanmaz.
Your bondsman won't like it.
Patron bunu hiç sevmeyecek.
Results: 71, Time: 0.0562

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish