YOU WON'T DO in Turkish translation

[juː wəʊnt dəʊ]
[juː wəʊnt dəʊ]
yapmayacağına
to do
to make
to have
to build
yapamazsın
you can't
not
do
sen bir şey yapmıyorsun
yapmayacaksın
to do
to make
to have
to build
yapmazsın
to do
to make
to have
to build
yapmayacağını
to do
to make
to have
to build
yapmayacağına dair
you won't do
you're not gonna do
you wouldn't do
you will never do
yaparsın eğitimin sana zararı olmaz

Examples of using You won't do in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You won't do anything on your own.
Tek başına hiçbir şey yapamazsın.
And Marian… promise me you won't do anything in Locksley alone.
Locksleyde tek başına bir şey yapmayacağına söz ver.
Hoping you won't do that.
Bunu yapmayacağını umuyorum.
But you won't do that. You need him to.
Ama yapmayacaksın. Jüriyi çevirmek için ona muhtaçsın.
No, you won't do that.
Hayır, bunu yapmazsın.
Look, unless you can make this thing fly, you won't do any better.
Bak, bu arabanın uçmasını sağlamadığın sürece, daha iyisini yapamazsın.
But he's obviously… Promise me you won't do anything to him.
Ama açıkça… Ona bir şey yapmayacağına söz ver.
Just tell them you won't do it. Malcolm, please!
Bunu yapmayacağını söyle onlara. Malcolm, lütfen!
And until I do, promise me… you won't do anything drastic.
Bunu buluncaya değin, bana söz ver… telafisi olanaksız bir şey yapmayacaksın.
Please, if you love my sister, you won't do this.
Lütfen. Eğer ablamı seviyorsan, bunu yapmazsın.
Bet you won't do it.
Bahse girerim yapamazsın.
Promise me you won't do that again.- Sorry, Mama.
Özür dilerim anne. Bir daha yapmayacağına söz ver.
Let me explain why you won't do that.
Neden bunu yapmayacağını sana izah edeyim.
No, Norma, you won't do it again, Norma.
Hayır Norma, bunu tekrar yapmayacaksın.
I know you won't do it for me. No.
Hayır. Biliyorum, benim için bunu yapmazsın.
You won't do that.
Yapamazsın. Bunu yapamazsın.
Just tell them you won't do the interview!
Onlara röportajı yapmayacağını söyle!
boy, and you won't do it again.
bunu bir daha yapmayacaksın.
No. I know you won't do it for me.
Hayır. Biliyorum, benim için bunu yapmazsın.
You won't do that to my thing!
Benim eşyama bunu yapamazsın!
Results: 274, Time: 0.0817

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish