Examples of using Işığı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dışarıyı ve doğal ışığı çok severim.
Sonunda yemekleri yenilebilir gösterecek ışığı bulduk.
Çünkü ışığı gördüm.
Hikayede bir trafik ışığı bile yok ki.
Isı ve ışığı götürebildiğinizi hayal edin. Dünyanın en karanlık köşelerine.
Merhaba, Ben Ty. Ve ben ışığı gördüm.
A bak, minik trafik ışığı.
Dünyanın en karanlık köşelerine, ısı ve ışığı götürebildiğinizi hayal edin.
O benim hayatımın ışığı kardeşimin yokluğunda tek teselli kaynağım.
İyiliğin ışığı, sonsuza dek sönmeden güçlerimizi birleştirmeye izin verin.
Tanrıçanın ışığı ne işe yarar?
Yıldız ışığı, yıldız parlaklığı,
Flaş ışığı görmüş mü?
Yeni kanıtların ışığı altında David Clarke davasını yeniden açıyorum.
Kelimenin tam anlamıyla ışığı hissettim ve yanmadım.
Peki ben bu ışığı Travise geçirmiş olabilir miyim?
Şimdi onun neden hayatımın ışığı olduğunu anladınız mı?
Al, ışığı dolaba tutmaya devam et.
Çocukları nereden aldığını hesaplamak için ışığı takip etmen mümkün mü?
Yağ damlacıkları ışığı yansıtır ve bir mikroskopla gözlenir.