ŞEKILLER in English translation

shapes
şekil
biçim
şekli
forma
şekillendiren
durumda
patterns
örüntü
şablon
kalıp
örnek
şekil
bir patern
modeli
deseni
düzeni
düzenini
forms
şekil
biçim
tür
oluşturun
şekli
configurations
konfigürasyon
yapılandırmasıname
yapılandırmasıcomment
yapılandırma
ayarları
dizilimi
yapısı
bir biçim
ways
böyle
mümkün
öyle
yolu
taraftan
şekilde
bir yol
imkanı
yöne
şekli
can't
yapamam
olmaz
olamaz
gelemem
yapamazsın
yapamıyorum
edemez
cant
edemem
mümkün değil
pattern
örüntü
şablon
kalıp
örnek
şekil
bir patern
modeli
deseni
düzeni
düzenini
shape
şekil
biçim
şekli
forma
şekillendiren
durumda
mold
küf
kalıp
mantar
şekil
küfe
kalıpla
şekillendireceksin

Examples of using Şekiller in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İletişim birçok şekiller alır.
Communication takes many forms.
Ben daha çok tasarımlar şekiller, ufak tavşanlar falan yapıyorum.
I think I do more, like, designs, patterns, little bunnies, things like that.
Odanın ortasında bir çeşit tuhaf şekiller görüyorum.
I'm seeing some sort of odd shape in the middle of the room.
Şeylerin altında ne yattığını söyleyen şekiller.
Forms tell us what is at the bottom of things.
Bu şekiller, hava durumunu belirler
These patterns define the weather
MS çeşitli şekiller alabilir.
MS can take various forms.
Bu kumaşta şekiller var.
There are patterns on this cloth.
Tatoebadaki protesto daha yaratıcı şekiller alır.
Protest in Tatoeba takes ever more creative forms.
karmaşık şekiller bulduk.
complex patterns.
Herhangi bir sistemdeki sayıları grafikle gösterirseniz, şekiller ortaya çıkar.
If you graph the numbers of any system, patterns emerge.
Kendinizi daha az suçlu hissetmek için işaretler ve şekiller görüyorsunuz.
And in order to feel less guilty or whatever… seeing signs and patterns.
Mozaik şekiller.
Mosaic patterns.
Ve annenisin migreni azdığında şekiller ve noktalar gördüğünü söylediler.
AND THE MOM, WHEN SHE GOT HER MIGRAINE, SAID THAT SHE WAS SEEING SHAPES AND SPOTS.
Kendini gösterdiği başka şekiller olmalı.
Another way has presented itself.
Yaptığı şeyler, ve yaptığı şekiller.
What she does, the way she does things.
Spiral şekiller.
Spiral shaped.
Şekiller ve boşluklardı, Slavicin şarkısını dinlerken duyduklarım gibi.
It was a shape and spaces, like what I heard when I listened to the Slavic track.
Baş aşağı şekiller genellikle ölümü simgeliyorlar.
Upside-down figures usually signify death of some kind.
Şekiller, ancak konuşuyorsunuz hiç hareket yok.
Figures. All talk and no action.
Şekiller patlıyor.
Images exploding.
Results: 345, Time: 0.0414

Top dictionary queries

Turkish - English