Examples of using Ama problem in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama problem, O Bay Danielsın arabasını bayrak direğine saplayarak bütün kredilerini harcaması.
Şey, ilginç bir teori, şerif, ama problem, şu anda sizin bölünmüş kişiliğinizin olması.
Ama problem, bu fikirlerin sadece Afganistanda değil, İslam dünyasının çoğunda toplumun hayal dünyasında yer elde edememesiydi.
Söylemiştir ama problem yalan söylemiş olması
Bence sorun Tim için ikisinden birini seçmek değil, ama problem ikisi arasındaki fark.
Çocuklarım olsun, hepsinden sonra mutlu yaşamak istiyorum. Ama problem şu ki.
Evet, biliyorum. Görünüşte iyi gibi geliyor ama problem onun gitmesi değil.
Bence sorun Tim için ikisinden birini seçmek değil, ama problem ikisi arasındaki fark.
Ama problem şu ki, onunla yatmadıkça daha çok sinirleniyorum.
Ama problem şu ki, doktorun kendisi placebo etkisi olabileceği gibi,
Ama problem şu ki, yaşlı Kızılderili kadın eskiden genç olandı
Tabii ki ayakkabılar ayağımdan fırlıyor ama problem cırt cırtlı olanlarda, değil mi?
Ama problem, konuşulacak konuların bir listesine baktığınız zaman,… listenin okuyucuyu,
Onunla daha iyi anlaşmalıyız ve otoritemi kabul etmesi lazım benim anlaşmam onunla, Evet, Thomas ama problem şu, yoksa bu ilişki yürümez.
Ama problemin ne olduğunu bilmiyorum.
Ama problemlerin daha yeni başlıyor.
Ben de sorun istemiyordum, ama problemi ilk onlar çıkardı.
Ama problem o değil.
Ama problem o değil.
Ama problem o değil.