Examples of using Anlatmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Artık sevmediğin birine onu sevdiğini anlatmak zorunda olmamak ne kadar güzel!
Olayı anlatmak zorunda kaldığım üçüncü kişisiniz.
Onları anlatmak zorunda hissederiz.
Öyleyse sana sadık olanlar onlara anlatmak zorunda olduğum şeyi sensiz duyacaklar.
Çünkü olayı anlatmak zorunda kalacaklar.
Ona birgün anlatmak zorunda kalacaksın.
Anlatmak zorunda kalir.
Bu hikayeyi size anlatmak zorunda kalmak istemezdim.
Bana kendisi anlatmak zorunda kaldı çünkü bunu hiçbir zaman anlayamadım.
Babama anlatmak zorunda kalacağım.
Dün gece anlatmak zorunda kaldım.
Bir keresinde bana bir gün anlatmak zorunda kalacağımı söylemiştin. Pekala Jeff.
Eninde sonunda anlatmak zorunda kalacaksın.
Bilmiyorum.- Bana anlatmak zorunda olduğunun farkında mısın?
Anlatmak zorunda kaldım.- Biliyor.
Bize sen anlatmak zorunda kalacaksın.
Bana her şeyi anlatmak zorunda kalacaksın Watson.
Nasıl harcadığını anlatmak zorunda kalırım. Ev arkadaşına elektrik faturası parasını.
Bunu Dr. Rubine anlatmak zorunda kalacağım. Biliyorum, biliyorum.
Gusı da anlatmak zorunda kalırım.