ATMAYA in English translation

throwing
atmak
atar
fırlat
atış
atalım
atıyor
dök
atayım
atımlık
to put
koymak
koyacak
sokmak
atmak
bırakmak
yerleştirmek
üzerine
tıkmak
eklemek
takmak
beating
alt
döven
devriye
tempo
ritim
yener
yendi
dövdü
yenen
ritmi
take
al
almak
alıp
alacak
kabul
alman
sürer
götür
alın
götürün
to drop
bırakmaya
düşürmek
düşmeye
atmak
indirmeye
damla
uğramak
düşecek diye
to dump
atmak
terk
bırakmasını
boşaltmak
dökümü
terketmek
to jettison
atmaya
fırlatmaya
jettison
tossing
atmak
fırlat
atarlar
yazı turayı
get rid
kurtul
at
kurtulun
şu
kurtulup
kurtulursun
elden
defetmeme
to kick
tekmelemek
tekmeyi
kapı
atmak
tekmeleyecek
to dispose
to flush
to expel
to cast

Examples of using Atmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Azimli kalbi daha hızlı atmaya başladı.
His zealous heart started beating faster.
Bizi dışarı atmaya çalışanlar onlar.
They're the ones that are trying to kick us out.
Seni geçmişindeki iki eşyayı atmaya zorladım. Şöyle yapalım.
How about this? I made you get rid of two things from your past.
Hurdaya atmaya başladım… O zamandan beri bizimle birlikte.
Started tossing it scraps… Been with us ever since.
Arfour, yedek parça kutularını atmaya hazırlan.
R4, prepare to jettison the spare part canisters.
Sanırım göz atmaya gitmeliyiz.
I think we should go take a look.
Oraya seri katiller ceset atmaya gider.
That's where serial killers go to dump bodies.
Banyoda olduğumu hatırlıyorum… Kalbim çok hızlı atmaya başladı.
My heart started beating really fast… I remember being in the bathroom.
Yelkenleri indirin ve demir atmaya hazırlanın.
Man the longboats, furI the sail and prepare to drop anchor.
O zaman niye beni Sonia yatağı ve sandalyesini atmaya zorladın?
Then why did you make me get rid of the Sonia bed and chair?
Seni son kez çöpleri atmaya gönderişim, Grumio.
That is the last time I let you take the rubbish out, Grumio.
Bizi buradan atmaya uğraşıyorlar.
They're trying to kick usout of here.
Warp çekirdeğini atmaya hazırlan.
Prepare to jettison their warp core.
Ve bu iki arabalık garaj en azından bir araba alıncaya dek atmaya devam et.
And keep tossing until this two-car garage can hold at least one car.
Katil onu ve arabasını nehre atmaya çalışmış.
Killer tried to dump him in the river.
Banyoda olduğumu hatırlıyorum… Kalbim çok hızlı atmaya başladı.
I remember being in the bathroom… My heart started beating really fast.
Yelkenleri indirin ve demir atmaya hazırlanın.
Fold the sail and prepare to drop anchor.
Bay Van Statten personelini başından atmaya meyillidir. Bunu yapınca da, onların hafızlarını siler.
Mr Van Statten tends to dispose of his staff and wipe their memory.
Bir göz atmaya gel.
Come take a look.
Göle bir şeyler atmaya çalış.
Try to dump something in the lake.
Results: 624, Time: 0.0946

Top dictionary queries

Turkish - English