BAĞLANTILAR in English translation

connections
bağlantı
bağ
ilişki
bağlantılar
links
bağlantı
bağ
halka
bağla
arasında bir ilişki
contacts
temas
bağlantı
iletişim
irtibat
kontak
kişi
teması
ulaş
the interlacing
connection
bağlantı
bağ
ilişki
bağlantılar
contact
temas
bağlantı
iletişim
irtibat
kontak
kişi
teması
ulaş
the linkages
bağlantıyı
of tie-ins

Examples of using Bağlantılar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İki Eski cihazı arasında gerçek zamanlı, neredeyse ani bağlantılar.
They're a real-time, practically instantaneous link between two Ancient devices.
Kötü bağlantılar.
Bağlantılar aşırı derecede karmaşık.
The interlacing is extremely intricate.
Bağlantılar aşırı derecede karmaşık.- Evet?
The interlacing is extremely intricate. Yes?
Evet?- Bağlantılar aşırı derecede karmaşık?
The interlacing is extremely intricate. Yes?
Bağlantılar aşırı derecede karmaşık.- Evet?
Yes?- The interlacing is extremely intricate?
Evet?- Bağlantılar aşırı derecede karmaşık.
Yes?- The interlacing is extremely intricate.
Müttefiklerle bağlantılar, ülke dışına çıkan zincir.
The links with the Allies, the chain that led out of the country.
Bağlantılar bulmaya çalıştım. Yaptıkları şeyleri neden yaptıklarını açıklayacak şeyleri.
Trying to find the connections, the things that explained why they did what they did.
Yarına kadar bütün bağlantılar kesilecek ve biz işimizi yapacağız.
As of tomorrow, all ties are cut and we're done.
Bu evi bağlantılar için gün aşırı süpürttürürüm.
I have this place swept every other day for wires.
Bağlantılar tamam.
That completes the connection.
Tüm bu bağlantılar, değil mi?
This all connects, doesn't it?
Bütün bağlantılar yeni sürücüye göre ayarlanıyor.
Resetting all bio-links for new driver.
Bu bağlantılar, Yasemin Denizinden geliyor.
These joints were from the Jasmine Sea.
Bağlantılar iyi görünüyor.
The connections look fine.
Bağlantılar, güzelce koşullandırılmış bağlantılar paramparça oldu.
The links, the beautifully conditioned links are smashed.
Bütün bağlantılar sonuçsuz, efendim.
All communication is dead, sir.
Bütün bağlantılar buysa, doğru olanı yapmak istiyorum.
If this all connects, I want to do it right.
Bu bağlantılar, duvarlardaki duman detektörlerini sökmek için kesilmiş.
These connectors were cut away from brackets on the wall to remove the smoke detectors.
Results: 459, Time: 0.03

Top dictionary queries

Turkish - English