Examples of using Başa bela in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sanırım bu da seni başa bela yapıyor.
Bu kız başa bela.
Şu başa bela arkadaşını yanında getirdi o da evime babamın çıplak pozlarını çekmesi için haber programlarını çağırdı.
ve en başa bela lekeler bile ortadan kaybolmuş olacaktır,
Bu çocuk her gün başına bela almayı nasıl beceriyor?
Chuck, kimsenin başına bela açmak istemedim.
Tüm bunlar başına bela olur mu?- Ne?
Tüm bunlar başına bela olur mu?- Bobby.- Ne?
Tüm bunlar başına bela olur mu?- Bobby.- Ne?
Tüm bunlar başına bela olur mu?- Ne?
Amanın, yine başına bela açacaksın!- Evet.
Başına bela alabilirdin.- Evet, muhtemelen.
Onu tutuklarsan, tüm kasaba başına bela olur.
Gerekmiyor böylece eve gidince başına bela almamış oluyor.
Evet, muhtemelen.- Başına bela alabilirdin.
Başınız belaya girerse, her yerde çıkış var.
Başımızı belaya sokacak.
Baş belası olmaya başladığında da işverenleri onu zehirli bir telgrafa dönüştürdüler.
Başınız belada olduğu zaman, bana güvenebilirsiniz.
Babanın başı beladaydı, ve… biz de yardım etmeye çalıştık.