Examples of using Bana bir servete in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bana bir servet borçlusun zaten.
Shingen yardımım karşılığında bana bir servet vaat etti.
Shingen yardımlarım için bana bir servet verdi.
Shingen yardımıma karşılık bana bir servet sözü verdi.
Bana bir servet vermen gerekecek, biliyorsun değil mi?
Bana bir servet sözü verdin, Grimaud.
Kont Dooku senin iğrenç bedenini teslim etmem için bana bir servet ödüyor.
Ayrılmak mı? Ancak bana bir servet verirsen.
Ayrilmak mi? Ancak bana bir servet verirsen.
Benim var. Bay Starbuck bana bir servet bıraktı.
SNU Tıp Okuluna sokabilmek için bana bir servet ödediler.
Frank, bu bana bir servet, evet.
Babam bana bir servet bıraktı.
Bana bir servet harcıyorsun.
Kont Dooku senin iğrenç bedenini teslim etmem için bana bir servet ödüyor. Yani lütfen,
Doğu topraklarından çay tacirleri olduklarını söylediler ve Kuşun Dili Çayının gizli tarifi için bana bir servet teklif ettiler.
Kapa çeneni. Kont Dooku senin iğrenç bedenini teslim etmem için bana bir servet ödüyor.
Bana bir servete mal oluyorsun.
Bana bir servete mal oluyor.
Bana bir servete mâl olacak.