Examples of using Bir akraban in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Öyle olmalı. Orada bir akraban var mı?
Eğer hasta olan ve seyahat için vakte ihtiyacı olan bir akraban varsa mahkemeden erteleme isteriz
Eğer bir akraban, yabancı bir ülkede öldürülseydi sen
Uzun zamandır görmediğin, özürlü bir akraban, elinde kolostomi torbasıyla… tekerlekli sandalyede karşına çıkmıyor yani.
Baba, sırf uzaktan bir akraban balık sattı diye ona dönüşmen gerekmiyor.
seyahat için iyileşecek zamana ihtiyaci olan bir akraban varsa mahkemeden erteleme talep ederiz.
Eğer hasta ve seyahat için iyileşecek zamana ihtiyaci olan bir akraban varsa mahkemeden erteleme talep ederiz.
Finlandiyada yaşayan bir akrabanın acil ve ağır hastalığı veya ölümü.
Başka bir akrabasını bulana kadar burada kalabilir, hangi arkabası olursa.
Ulan bir de akraba olacaksın!
Cheyennee vardığımızda bir akrabasını görmek için kaldı.
Şehirde herhangi bir akrabası var mıymış?
Tuhaf değil mi yakın bir akrabanın böyle saçma bir hata yapması?
Sör Hughun başkentte bir akrabası var mı?
Bir akrabamı arıyorum.
Helenın bir akrabası var.
Bir akrabamı tanıyor olabilir misiniz diye merak ediyorum.
Yaşayan bir akrabası ve liseden sonra eğitimi yok. Riley Cavanaugh.
Buralardaki bir akrabamı göreceğim.