Examples of using Bir gülücük in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir gülücük uğruna.
Bir gülücük uğruna… Ne?
Bir gülücük uğruna… Ne?
Ne? Bir gülücük uğruna?
Ne? Bir gülücük uğruna.
Senden… bir gülücük almak kolaydır.
Sonra bir gülücük ve kurbağa şeylerinden koymuş.
Yüzüne bir gülücük kondurmuştu, değil mi?
İçinde boğulmaktan mutlu olacağımız Bir gülücük denizi sanki bu.
Şimdi bana bir gülücük ver.
Yüzünüze bir gülücük kondurup devam ediyorsunuz.
Volodia, sonuna bir gülücük koy.
Ben sayı yaparken yüzüme bir gülücük de koy.
Ne zaman üzgün hissetsen yüzüne bir gülücük konduracağım.
Ne zaman üzgün hissetsen yüzüne bir gülücük konduracağım.
Reklamlarındaki o tatlı kız gibi bir gülücük versene.
Zaten hazırdın. Moteldeki odama gelmene 15 km ile bir gülücük kalmıştı.
Bir gülücük, sıkı bir iç çamaşırı gibidir yanaklarını havaya kaldırır.''-'' Yanaklarını havaya kaldırır.
Düşündüm ki:'' Neden bunu yapıyorum, sahte bir gülücük, aptal bir giysi maç kazanmak uğruna her şeyi yapabilecek kişiler için?
Hazel Flaggden sana bir manşet haber getirdim ki… bu senin o ekşi suratını bir gülücük buketine dönüştürecek.