BIR GÜLÜCÜK in English translation

smile
gülücük
gülümser
tebessüm
bir gülüşü
gülümse
gül
gülüşün
gülerken
smiles
gülücük
gülümser
tebessüm
bir gülüşü
gülümse
gül
gülüşün
gülerken
laugh
kahkaha
gülüyor
alay
bir gülüşü
gülen
gül
güler
gülerim
gülün
güldürdü

Examples of using Bir gülücük in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bir gülücük uğruna.
All for a smile.
Bir gülücük uğruna… Ne?
What? All for a smile.
Bir gülücük uğruna… Ne?
All for a smile. What?
Ne? Bir gülücük uğruna?
All for a smile. What?
Ne? Bir gülücük uğruna.
What? All for a smile.
Senden… bir gülücük almak kolaydır.
You… are easy to get a smile from.
Sonra bir gülücük ve kurbağa şeylerinden koymuş.
And then he put a smiley face with a frog thing.
Yüzüne bir gülücük kondurmuştu, değil mi?
That put a smile on your face, didn't it?
İçinde boğulmaktan mutlu olacağımız Bir gülücük denizi sanki bu.
It's a sea of smiles In which we would be glad to drown.
Şimdi bana bir gülücük ver.
Now give me a big smile.
Yüzünüze bir gülücük kondurup devam ediyorsunuz.
And you put a smile on your face and you keep going.
Volodia, sonuna bir gülücük koy.
Volodia, put a smiley at the end.
Ben sayı yaparken yüzüme bir gülücük de koy.
And put a bit of a smile on my face when I'm scoring.
Ne zaman üzgün hissetsen yüzüne bir gülücük konduracağım.
I will do my best to put a smile on your face.-Whenever you're feeling sad.
Ne zaman üzgün hissetsen yüzüne bir gülücük konduracağım.
Whenever you're feeling sad, I will put a smile on your face.
Reklamlarındaki o tatlı kız gibi bir gülücük versene.
Like the girl from the toothpaste ad. Give us a profile with a smile.
Zaten hazırdın. Moteldeki odama gelmene 15 km ile bir gülücük kalmıştı.
Ten miles and a smile from following me into a motel room. You were there.
Bir gülücük, sıkı bir iç çamaşırı gibidir yanaklarını havaya kaldırır.''-'' Yanaklarını havaya kaldırır.
A smile is like tight underwear.- It lifts your cheeks."-"It lifts your cheeks.
Düşündüm ki:'' Neden bunu yapıyorum, sahte bir gülücük, aptal bir giysi maç kazanmak uğruna her şeyi yapabilecek kişiler için?
I thought,"Why am I doing this, wearing a fake smile and stupid outfit for people who will do anything to win a game?
Hazel Flaggden sana bir manşet haber getirdim ki… bu senin o ekşi suratını bir gülücük buketine dönüştürecek.
Got a bulletin and new lead for you on Hazel Flagg that's going to wreathe that sourpuss of yours into a nosegay of smiles.
Results: 262, Time: 0.0319

Bir gülücük in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English