Examples of using Bir gazetenin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Mesela ciyaklayan plastik bir gazetenin peşinden gitmek gibi.
Olmak istediği, Timsah avcısı asistani mı,… Amerikada büyük bir gazetenin sahibi mi?
bence bir gazetenin ayakta durması için sebep yok, geçerli bir sebep yok.
Kaya bulunduğu Kırıkkale F Tipi Cezaevinden, bir gazetenin forum sayfasında yayımlanmak üzere“ Hudeybiye Köyü-İmralı Adası” başlıklı bir faks gönderdi. Faks metninde çözüm süreciyle ilgili görüşlerini yazdı.
Bay Brady, bir gazetenin görevi üzgünü rahatlatmak,
zarfı bir gazetenin içine yerleştirdi gazeteyi bankın üzerine koydu ve oradan uzaklaştı.
En yüksek editörden en alttaki büro elemanına kadar… bir gazetenin can damarı, Bayan Flagg, onun dürüstlüğüdür.
En yüksek editörden en alttaki büro elemanına kadar… bir gazetenin can damarı, Bayan Flagg, onun dürüstlüğüdür.
Bay Brady, bir gazetenin görevi… üzgünü rahatlatmak, rahatı da üzmektir.
De, Queer bir gazetenin kadrosu hakkında kısa süreyle devam eden bir sayfa uzunluğu şeridi başlattı: bu başlık altında for The Advocate( savunucu için)'' Servants to the cause'' hizmetkarlar yüzünden.
Marx, Alman ve Fransız radikalleri bir araya getirmek için Alman sosyalist Arnold Ruge tarafından kurulan yeni radikal sol bir gazetenin Deutsch-Französische Jahrbücher( Alman-Fransız Yıllıkları) nın eş editörü oldu.
Adamın karısı bir gazetenin kapağındaki Livin fotoğrafına bakıyordu
Edgar Baltimore, Marylandde bir gazetenin sahibi olan'' en kötü düşmanı'' Neilsonı aradı ve onun davranışlarını Virginia ile bağlantısını kesmeye çalışmak olarak yorumladı.
Dolayısıyla bir gazetenin ekonomi sayfasında Nollywood hakkındaki hikayeyi okuyunca,
Büyük bir gazetenin editörüsün.
Ünlü bir gazetenin ismi.
Büyük bir gazetenin yayıncısıydı.
Bir gazetenin içine sakladım.
Bir gazetenin çarpıcı hikáyesi.